Ahlen, 20.11.2009
Muhtarlık, Muhtariyet, Gaybi Köyü Muhtarlığı

Günlük yaşamımızda, hele de köylerde dillerden eksik olmayan bir kelime, muhtar. Köy veya mahallelerde halkın seçtiği ve yasalara uygun olarak köyün idari sorumlusudur. Muhtarlık, muhtarın görev yaptığı yer, makamıdır. Muhtariyet ise, özerklik anlamına gelip bir bakıma köyler de sanki özerk bir bölge konumu arzeder. Muhtar, adaylardan en çok oy alan kişi köylü tarafından direk seçilir. Azalar her ne kadar her muhtar adayı listesi yapsa da en çok oy alan dört kişi aza olarak seçilir, yedek azalar da tesbit edilir. Muhtar, vekil olarak azalardan birini tayin edebilir, veya birinci aza muhtar vekilidir.

Köy mutarlarının sorumluluk alanı oldukça geniştir.Sadece köyün içinden değil köy sınırlarını da gözetmek zorundadır. İşi hem kolay olabilir, hem de zor. Kendi köyümüzü düşündüğümde muhtarın yanısıra gözümün önüne bütün akrabalar geliyor. Muhtar olarak herkesle iyi ilişkiler kurmak zorunda, iyi geçinmek zorunda, kısacası idarecilik vasfının olması gerekir.

Diğer tarafta muhtarlık seçimleri nedeniyle bölünmüş köylerin idaresi pek de kolay olmasa gerek. Bir tarafta tarafgirlik,  diğer tarafta husumeti olan köylüler. Her iki durumda da idareciliğin sıkıntıları olabilir.

Eskiden çobanların korkulu rüyası muhtarlarla köy bekçileriydi. Çocukken benim de korktuğum olmuştur. Yüzün üzerinde koyunumuz vardı, yaşlı olan koyunlar, besiler, davara gitmezdi ve onları gütmek bana düşerdi, çoğunluk hem yaymak, hem de sulamak üzere Sıtma’ya götürürdüm, orada köyümüzden gelen başka arkadaşlarla buluşurduk, çok da sevinirdik ama bazan Durlaz’ın bekçisi gelirdi, koyunlarımızı götürecek diye korkardık. Bekçi götürdü mü köy muhtarlığı ceza keserdi, ayrıca taa köyden geri getirmek de vardı.

Zaman zaman Dedeköyün bekçisi veya bizim köyün bekçisi hududu geçen sürüden koyun alır ve köye getirirdi, muhtarlık ceza keserdi. Aynı köy içerisinde koyunları kaçıran, hele de kaçan koyunlar ekini basarsa onun cezası daha bir ayrı kesilir, zarar ne kadarsa o oranda ceza kesilir. Muhtar deyip geçmeyin, yetkileri az değildir, nihayetinde köy ondan sorulur.

Aklımın erdiğinden itibaren yaşadığım, köyde en etkin olarak bildiğim Muhtar rahmetli Ahmet Kara, (Kara Halil’in oğlu) idi. Dehşetli muhtarlık yaptı, tarafsız olarak çalıştı, oğlum, kızım, amca, dayı diyerek iltimas geçmedi. İyi bilmemin nedeni, babam birinci azasıydı, çok iyi anlaştıklarını biliyorum, her ikisi de gerek köyde, gerekse civarlarında sayılan sevilen insanlardı. Hiç unutamadığım bir anım; Şükrü Emmimler köyde ikamet ettiği yıllardı, kapı komşusuyduk. Bir gece babam kahveden eve gelirken emmimlerin evinden oldukça duyulur şekilde sesler geliyor, babam da bunu duyuyor. O aralık Şükrü Emmimler başka bir yelerde olmalı ki evde tombala aynayabilsinler.

O yıllarda köyde kumar oynanınırdı, büyüklere kimse birşey diyemezdi ama gençlerin alışması işten bile değildi. Bu nedenle muhtarlık bu konularda oldukça hassastı, hele de Ahmet Emmim.

Sesleri duyan babam kapıyı dışarıdan bir şekilde iple bağlar ki kaçmasınlar, gerçi içerdekilerin dünyadan haberleri yok, tombalanın tadını çıkarmaya çalışıyorlar. Tombala oynayanlar başta muhtarın oğlu Mustafa (rahmetli oldu), Hasan Emmi (Bıyık Hasan), İbrahim Dumlu, (emmioğlu veya gara memedin oğlu), ev sahibi Mehmet daha diğerleri, hepsinin adı hatırımda kalmamış.

Muhtar heyeti komple olmak üzere hatırı sayılan birkaç büyükle beraber emmimlerin kapısına geldiler, ben de damdan bakıyorum. Kapıyı açtırmak için heyet epey bir dil döktü, nihayet kapıyı açtılar ama deyneklerle tombalacılara giriştiler ki o sesleri, gürültü ve patırtıyı duymak gerek. Kaçan kaçana, vuran vurana, rahmetli İbrahim Emmim bağırarak, küfürler savurarak yakaya doğru tutturdu, hala yakadan küfürler savuruyordu.

Bilmiyorum ama bugün itibarı ile böyle birşey mümkün değildir.
Ahmet Emmimden sonra sırasını tam bilemiyorum ama muhtarlık yapanlar,  Mehmet Emin Efe, Ali Rıza Biçer, Cafer Özavcı, Ali Kara, Bilal Mucuk ve şimdi Adnan Dumlu’dur. Daha önceki yıllarda Ese Doğançay, İbrahim Ege ( lakabı ile Cücü İbrahim, kurtuluş savaşı gazilerinden) muhtarlık yapmışlardır.
Köyümüze hizmeti geçen ve hayatta olmayan bütün muhtarlarımızı rahmetle anıyorum buradan.

 

Ahlen, 08.02.2010

Köyümüzde Muhtarlık Hizmeti  Verenler

(geçmişte ve günümüzde)

 

Köy muhtarlıklarının sorumlulukları görev alanları ilginçtir. Zaman zaman birçok köy muhtarlık seçimleri kavgalı geçer. Bizim köyümüzde benzer bir olay ben beni bildim bileli hiç yaşamadım. Bu yönümüzle köyümüzle gurur duyabiliriz.

 

Benim aklımın erdiği günlerde köy muhtarımız Ahmet Kara idi ve lakabı ile Karağillerin Ahmed olarak anılırdı, muhteşem bir muhtarlık dönemi yaşanmıştır köyümüzde. Daha önce Ese Dayım (Çayan Ese olarak anılır) muhtarlık yapmış ve onun dönemi de hep anılırdı çocukluğumda.

 

Ahmet Emmim gözü pek, sert ve sözünün adamıydı, dediğini her ne pahasına olursa olsun yapardı. Ayırım yapmaz, eş-dost-akraba demez görevine sadık biri olarak çalışırdı rahmetlik.Kardeşlerinin en küçükleri ama en sertleriydi. Kaç dönem muhtarlık yaptı onu bilmiyorum, ama babamın birinci azalık dönemindeki muhtarlığını iyi bilirim, babam rahmetlik ile iyi anlaşırlardı, zaten karakterleri de benzerdi biribirinin karakterlerine.

 

Köyde sevildiğini de bilirim sert yapısına rağmen. Zamanın köy gençleri aslında benden daha iyi bilirler. Bir başka yazımda döneminden biraz bahsettmiştim, kumar-tombala oynama yüzünden başta kendi oğlunu dövdüğüne ben şahidim. Köyde kumar, tombala ve benzeri oyunlar yasaklanmıştı, evlerde oynarlardı. Ölümüne bütün köyümüz halkı üzülmüştü, acı bir ölümü olmuştu, bu yüzden yazmaya elim varmıyor.

 

Köy olmasına rağmen köyümüzden epeyce bir sayıda kazadan ölenlerimiz olmuştur. Sırasını tam olarak blmiyorum ama uzun süreli olarak Ali Rıza Biçer, Mehmet Emin Efe ve Adem Sümer (lakabı ile Gara Adem) muhtarlık yapmışlardır.

 

Bunlardan başka Cafer Özavcı halen hayatta, Bilal Mucuk hayatta, Ali Kara hayatta, en son Adnan Dumlu ve halen muhtarlık görevini sürdürüyor.

 

Muhtarlık seçimlerinde zaman zaman iddia olsa da sonuçta anlaşma yolunu tercih eden muhtar adayları köyde ikilik olmasına da meydan vermezler. Köyün bütün sorunları köy kahvesinde bazan ateşli ve hummalı konuşmalarla çözülmeye çalışılır.

 

Benim aklımda iyi bir intiba olarak muhtarlarımızın iyi veya kötü, hangi konuda olursa olsun, olan sorunları çözmeye çalışmışlardır. Mutlaka onların da eksik ve hataları olmuştur. İyi olan tarafı,

köycülük

anlayışı çerçevesinde sorunların üzerine gitmişlerdir. Bu meyanda en çok kullanılan cümlecikler:

Hepimiz bu köyün insanıyız,

Yapmayın, etmeyin, yarın yine yüzyüze bakacağız,

Ayıp, olmaz öyle şey,

Elalem var, ne derler, ve benzeri konuşmalar.

Buna benzer konuşmalarla köylümüz insanları karşılıklı olarak birbirlerini yatıştırmaya çalışmışlardır ve başarılı da olunmuştur. Günümüzde benzeri tartışmalar büyük yerleşim birimlerinde yaşanırsa maalesef kavga tütüyor, adeta insanlar olan sıkıntılarını birbirinden çıkarmaya gayret ediyor, sanki çatacak yer arıyor.

Maddiyatın bu kadar ön plana çıktığı günümüzde manevi değerler yok olmak üzere, sonucu olarak değer yargıları ekonomik oluyor. İnsanlarımızı kapital, sermaye o kadar kötü bir tüketime hazırladı, öyle bir noktaya getirdi ki manevi değerlere gönlümüzde hiç yer kalmadı.

Toleansı hiç sorma…!!

Mustafa Dumlu

 

 
 
Yardımlarından dolayı Konya-Ereğli Özel İdare Müdürümüz Osman Gök kardeşimize bütün Gaybi Köylüler adına sonsuz şükranlarımı sunarım.
Arşivlerden uzun uğraşılar sonucu köy muhtarlarımızın görev yıllarını içeren o büyük ve kalın kalın defterleri mahiyetinde çalışan görevlilerle bulup çıkararak köyümüze ait bilgilere ulaşabildim.
Osman Gök Bey ile beraber çalışan bütün görevli arkadaşlara teşekkür ederim.
Saygılarımla
Mustafa Dumlu

 

Ahlen, 08.02.2010       

Köyümüzde  Muhtarlık  Hizmeti   Verenler    (geçmişte ve günümüzde)

Köy muhtarlıklarının sorumlulukları görev alanları ilginçtir. Zaman zaman birçok köy muhtarlık seçimleri kavgalı geçer. Bizim köyümüzde benzer bir olay ben beni bildim bileli hiç yaşamadım. Bu yönümüzle köyümüzle gurur duyabiliriz.

Benim aklımın erdiği günlerde köy muhtarımız Ahmet Kara idi ve lakabı ile Karağillerin Ahmed olarak anılırdı, muhteşem bir muhtarlık dönemi yaşanmıştır köyümüzde. Daha önce Ese Dayım (  Çayan Ese olarak anılır ) muhtarlık yapmış ve onun dönemi de hep anılırdı çocukluğumda.

Ahmet Emmim gözü pek, sert ve sözünün adamıydı, dediğini her ne pahasına olursa olsun yapardı. Ayırım yapmaz, eş-dost-akraba demez görevine sadık biri olarak çalışırdı rahmetlik.Kardeşlerinin en küçükleri ama en sertleriydi. Kaç dönem muhtarlık yaptı onu bilmiyorum, ama babamın birinci azalık dönemindeki muhtarlığını iyi bilirim, babam rahmetlik ile iyi anlaşırlardı, zaten karakterleri de benzerdi biribirinin karakterlerine.

Köyde sevildiğini de bilirim sert yapısına rağmen. Zamanın köy gençleri aslında benden daha iyi bilirler. Bir başka yazımda döneminden biraz bahsettmiştim, kumar-tombala oynama yüzünden başta kendi oğlunu dövdüğüne ben şahidim. Köyde kumar, tombala ve benzeri oyunlar yasaklanmıştı, evlerde oynarlardı. Ölümüne bütün köyümüz halkı üzülmüştü, acı bir ölümü olmuştu, bu yüzden yazmaya elim varmıyor.

Köyümüzde muhtarlık yapanlar sırasını tam olarak blmiyorum ama uzun süreli olarak Ali Rıza Biçer, Mehmet Emin Efe ve Adem Sümer  ( (lakabı ile Gara Adem )  muhtarlık yapmışlardır.

Bunlardan başka Cafer Özavcı vefat etti (2011 ),Bilal Mucuk hayatta, Ali Kara, maalesef onu da 8 ocak günü kaybettik, olgun ve en verimli dönemiydi. Uzun yıllar muhtarlık görevini bilinçli olarak yapan Ali Kara’nın döneminde, hatta öncesinde Yazlıküstü davalarını en iyi şekilde takip ederek köyümüzün hakkı olan toprakların geri kazanmasını sağlasmıştır. Hatta izinimin birinde keşif için belediye fen memurlarını, avukatları ve hakimleri de arabamla Yazlıküstüne getirip götürmüştüm, bir hafta boyunca.1976 da ben Ankara’da akademiye devam ederken birkaç kez Ankaraya köyden bir gurup olarak geldiler, bizzat bu dava-mahkeme için, ben de bulundum yanlarında birkaç kez. Tabii bu konuda muhtar heyetiyle oluşan, Yazlıküstünü en iyi bilenlerden Ziya Dumlu, Ali Karagülle (Topalyakubun Ali) Mavuş Abdurrahman ve birkaç kişi de bu heyete katılarak, daha doğrusu bu heyeti oluşturarak çalışmalara ivme kazandırılmıştır.

Toplumun ve civar köylerin muhtarlarıyla gayet iyi diyaloglar kurarak kendini sevdirmiş, bu vasfından dolayı olan sorunlar çözülmüştür. Ben cenazesinde bulunamadım, köyümüz ve bütün sevenlerinin törene katıldığını öğrendim, ailesi ve yakınları bir nebze olsun acılarını paylaşmışlar.
Ali için daha fazla yazmamın önemli bir nedeni de, akrabalıktan öte akran olmamız, siyasi olarak aynı değerleri paylaşmış olmamız………..Elbette küçük-sınırlı bir yazı ile hepsini anlatmak mümkün değil, hep saygı ve sevgi ile anacağım.

En son olarak ve halen köyümüzün Muhtarı Adnan Dumlu’dur. Ali’den devraldığı köy işlerini devam ettirerek çalışmaları daha da ilerletmiş, köyümüzün içindeki sokak yollarının parke taşları ile döşenmesi sağlamıştır. Beş sene öncesinde bu konuların konuşulması sözkonusu bile değildi. Daha da önemlisi, damlama usulü sulama tarıma geçiş.

Muhtarlık seçimlerinde zaman zaman iddia olsa da sonuçta anlaşma yolunu tercih eden muhtar adayları köyde ikilik olmasına da meydan vermezler. Köyün bütün sorunları köy kahvesinde bazan ateşli ve hummalı konuşmalarla çözülmeye çalışılır.

Benim aklımda iyi bir intiba olarak muhtarlarımızın iyi veya kötü, hangi konuda olursa olsun, olan sorunları çözmeye çalışmışlardır.  Mutlaka onların da eksik ve hataları olmuştur. İyi olan tarafı, köycülük anlayışı çerçevesinde sorunların üzerine gitmişlerdir. Bu meyanda en çok kullanılan cümlecikler :

Hepimiz bu köyün insanıyız,
Yapmayın, etmeyin, yarın yine yüzyüze bakacağız,
Ayıp, olmaz öyle şey,
Elalem var, ne derler, ve benzeri konuşmalar.

Buna benzer konuşmalarla köylümüz insanları karşılıklı olarak birbirlerini yatıştırmaya çalışmışlardır ve başarılı da olunmuştur. Günümüzde benzeri tartışmalar büyük yerleşim birimlerinde yaşanırsa maalesef kavga tütüyor, adeta insanlar olan sıkıntılarını birbirinden çıkarmaya gayret ediyor, sanki çatacak yer arıyor.

Maddiyatın bu kadar ön plana çıktığı günümüzde manevi değerler yok olmak üzere, sonucu olarak değer yargıları ekonomik oluyor. İnsanlarımızı kapital, sermaye o kadar kötü bir tüketime hazırladı, öyle bir noktaya getirdi ki manevi değerlere gönlümüzde hiç yer kalmadı.
Toleansı hiç sorma !!!....

Mustafa Dumlu

Please publish modules in offcanvas position.