Ahlen, 21.01.2009
Mirav ve bağ sulama
Yaşam için „su-hava va güneş“ her canlı için elzemdir.Soğuk ülkelerde güneşin ve sıcağın;sıcak ülkelerde de yağmur ve suyun önemi daha da bir ön plana çıkar.Bizim köyde de yaz aylarında suyun ayrı bir önemi vardır.Su yüzünden kavgaları önlemek için
köylülerimiz zamanında güzel bir çözüm bulmuşlar,suyu kullanacak bir insan tayin etmişler ve bu insana MİRAV demişler.Kelime olarak anlamını bilmiyorum ama fonksiyon olarak bayağı yetkilidir.Bahar aylarından itibaren tarla,bağ ve bahçelerin sulanmaya başlanmasıyla beraber mirav da görevine başlar.Görevi;suyu öngörülen sıra ile bahçesine sulama sırası gelen bahçe sahibini gece veya gündüz haberdar etmek,sağa sola küçük sızıntılarla da olsa su kaybını önlemek.Sırası gelen su hakkını kullanmazsa o postada su hakkı ölür,sebzeleri kurur,eğer yaz mevsimi kuraksa meyve ağaçları da kuruyabilir.Temmuz ve ağustos ayları yılın en çok su aranan aylarıdır.
Miravın ücreti de gayet adil bir şekilde bahçe sahiplerinden toplanır.Belli bir ayda herkesin bahçesine ne kadar su atıysa o oranda mirav parası alınır.Bütün bahçelere toplam ne kadar su aktıysa,toplam mirav parası ; toplam su saatine bölünür,böylece bir saat parası hesap edilmiş olur.
Köyde en sevdiğim işlerin başında bahçe sulamak idi.Bizim üzüm ve meyve bahçemiz büyük olduğu için 24 saat bahçe suladığım çok olmuştur.En çok arzu ettiğim şey de geceleri iyi bir ışık veren LÜKS’ün olmayışıydı.Bahçenin daha rahat sulanması ve kazılması icin bahçe küçük küçük parsellere ayrılmıştır,bu küçük parsellerin adı ANDAL ‚dır.Anlamını bilmiyorum andal kelimesinin,sanki çoook çoook eskilerden gelme,kalma bir kelime gibi geliyor bana.Andallarçn başından akar geçer ve akarın başında her andal için bir bent vardır.Andallar, bu bentlersulanıden sırası ile su salınarak sulanır.
Geceleri,suyun andalda uzun süreli olarak ilerlemesi hem sıkıcı hem de heyecanlı olurdu.Su andalın sonuna geldiğinde koşarak gelir ve hemen sırası gelen diğer andala suyu salardım.Bahar aylarında ise tam tesi olarak su kuvvetli yani çok olduğundan daha hareketli,hızlı çalışmaktan dolayı yorulurdum.Uzun süreli sulama gecelerinde komşu bahçelerden patates çalmak,ateşte gömmek veya mısır ütmek en güzel zevklerimdendi.
Burada bir anımı anlatarak yazıma son vermek istiyorum : Bir seferinde suyun gayet kıt olduğu bir ayda öğle saatlerinde bahçe sulamasına başladım ve ertesi günü öğleye kadar sulama işi devam etti.Bütün gece suladım,şafak vaktinde epeyce yorulmuştum.Su akan andaldan beş andal aşağıya ,ana doğru böğrümü verdim,sağ elimi de en son su gelecek andalın biraz çukurca olan yere uzattım ki su gelince önce elime gelsin ve beni otomatik olarak uyandısın.Ne kadar derin uyuduysam suyun elime gelmediğini farkedemediğim gibi belime gelen suyu da farkedememişim.Yani suyun içinde uyumuşum,ta ki Mehmet Abim gelinceye kadar.Güneş doğmuş,guşluk olmuş.Bir hafta karnım ağrıdı.