Ahlen,26.01.2009
Çocukluk Yıllarımızın Kumarı
İnsanoğluyaratkandır,üretkendir,kırıcıdır,sevgidoludur,kincidir,vericidir,alandır……………
İnsanoğlu bir bütün olarak bir komleks olup kendine hakim olabildiği oranda iyilik yapmak da,kötülük yapmak da kendi elindedir.Benim burada anlatmak istediğim,çocukluk yıllarımızda o olanaksızlıkların vermiş olduğu yaratıcılık ruhumuzdan bahsetmek istiyorum.
Dar,küçük ortamımızda ana-baba ve büyüklerizden korkmamıza rağmen sevgileri ağır basardı.Bu sevgi ve çok kuvvetli olan sosyal bağlar,feodal ilişkiler ortamında günün küçükleri olarak kendimizi gayet hür hisseder,hür yaşardık.Her ne kadar dar ve küçük bir toplum olsa da hareket alanımız genişti.
Çoğunluğu erkeklerden olsa da kızlar da oyunlara dahil olurdu.Cevizler kavlamaya başladığı andan itibaren becerebilen toplayabildiği kadar ceviz toplar,başaklar,özel olarak bir de eneklik ceviz temin ederdi.Eneklik cevizin özelliği,büyük olacak,çetin olacak ve bir de yedeği olacak.Kumarımiz olarak nitelediğim bu oyunumuz bize üç ayrı zevk veriyordu : Birincisi,sağdan-soldan dekgelişe göre o cevizleri temin etmek,ceviz oyunu oynamakla aynı anda bütün vücut kasları dengeli bir şekilde geliştirmek ve nihayet her çocuk kış için nevalesini hazırlamış oluyordu.
Oynanış şekline gelince,iki kişiden itibaren oynamak isteyen bütün çocuklar oyuna katılabilir.Aramızda ,kaçar ceviz dikileceğini anlaştıktan sonra maltak belirlenir,(maltak:cevizleri ne kadar uzaklıktaki bir mesafeden vurulacağı yer).Genellikle cevizlerin dikildiği yer ile maltak arası on adımdan otuz adıma kadar uzaklıkta olurdu ve cevizleri de her oyuncu ikişer,üçer dikişirdik.
Aynı hizaya dikilen cevizler,sırası ile her oyuncu tarafından enekleriyle vurmaya çalışır,vurulan ceviz önceden tesbit edilen uzaklığa kadar ittirebilirse cevizlerin tamamını alır ve oyun aynı şekilde devam eder.
Yine cevizlerle para vurma oyunu…………………………………
Küçüklüğümüzde hemen hemen hiçbir çocukta para olmazdı.Büyüklerden bazen de para ile bizi oynatırlardı.Paranın değerine göre bir daire çizilir ,tam ortasına bir çöp ve üzerine de para dikilir,yine paranın değeri oranına göre maltağın uzaklığı tesbit edilir ,para cevizlerle vurulmaya çalışılır,parayı vurarak dairenin dışına çıkaran parayı kazanır,bu arada giden cevizler para sahibinin olur.
Her ne kadar dar ve küçük bir çevre de olsa kendi yeteneklerimizi geliştirerek sürekli yaratıcı olduğumuzu söyleyebilirim.Burada tabii ki şu sonuca varılmamalı : Bu günün çocukları olarak „ biz de mi öyle yapalım ? „
Elbette değil,insanoğlu yaratıcıdır ve bu yaratıcılığını pozitif olarak değerlendirebilir…..
Mustafa Dumlu