Ahlen, 03.09.200
Büyükdedeküyü - Gaybi Köyü - Akrabalıklar
Dedeköyü ve Gaybi Köyü, ikiz kardeş gibi iki köydür.Gerek bizim köyün, gerekse Büyükdedeköyü’nün kuruluş tarihleri hakkında elimizde net bir bilgi, belge yok.Ancak her iki köyünün de tarihi çok eskilere dayandığı kesin olmalı.
Her iki köyün ilişkilerinin gayet sıcak olduğunu yaşayan biri olarak rahatça söyleyebilirim.Zaten birçok karakterleri uyuşur, örtüşür.Zaman zaman Dedeköy’ünün pınar sulama suyu yüzünden gerginlikler yaşanmıştır, ama hiçbir zaman kavgaya varacak kadar gerginlikler yaşanmamıştır.İki ayrı köy olmasına karşın günübirlik karşılaşmalar, konuşmalar, gidip gelmeler hiç eksik olmazmıştır.
Bizim köye göre daha mutaassıp olan Dedeköy insanları inançlarında gayet samimidir, dinini yaşayabildiği oranca yaşamaya çalışırlar, benim en çok hoşuma gelen yaşam tarzları. Aynı şekilde köyümüz insanları da aynı yaşam tarzlarıyla, hiç gösteriş yapmamaksızın bulunduğu mekan-yer nere olursa olsun abdestini alır, şapkasını ters çevirir ve oracıkta namazını kılar, duasını yapar. İnsanlara akıl hocalığı yapmaktan ziyade kendisi bu örnek yaşam şekliyle çevresini olumlu etkiler. Her iki köyün de gençleri ister namazını kılsın, ister kılmasın, o büyüklerimiz bizleri her yönüyle pozitif olarak etkiledi. Onun içindir ki özellikle bizim köyümüzde dini siyasete alet etmek isteyen siysetçi olursa, gelirse onu dinlemez, hatta konuşturmaz bile.Din ile siyaseti kesinlikle birbirinden ayırt eder, kendi dini anlayışı, yaşayışı ne olursa olsun samimi müslümanlara saygı sonsuzdur, cami ile ilgil yapılması gereken masraflardan asla kaçınmaz.
İki köyün arası iki kilometre civarında olup İlayhan arada adeta bir sınır gibidir.Aynı zamanda İlayhan, iki köy arasındaki en alçak ve derinliktedir, İlayhan denince benim aklıma çocukluğumdan beri su ve çayırlık gelir.Eskiden her hemen hemen her tarafından bahar aylarında su fışkırrdı.İlayhan ne demek, nereden geliyor, bilen yok.
Değirmen başından itibaren İlayhan Köprüsüne kadar yavaş yavaş alçalan yol köprüden itibaren birden dikleşerek yokuş yol ile köyün girişine kadar devam eder.Dedeköyü de bizim köy gibi meyilli arazi üzerine, kelimenin tam anlamıyla Torosların eteğinde kurulmuştur.Köyün bulunduğu yerden elli-altmış kilometrelik bir tünelle Mersin’e çıkmak mümkün.Yani Dedeköyü ve Gaybi Köyü İç Anadolu’nun Akdeniz Bölgesine olan en uç çıkıntısı noktasında diyebiliriz.Zaten yüzlerce yıllar öncesinde ulaşım şimdi olduğu gibi değildi, o günler itibarı ile gidebildiğin her yer insanlar için yoldu.Dolayısiyle o günün insanları Akdeniz Bölgesine herhalde Gülek Boğaz’ını geçerek gitmediler.
Dedeköyü’nün yolu bizim köyden geçer.Çocukluğumda gerek Ereğli’ye gidenler, gerekse Çerkes Köyü-Karaköprüye bahçesine gidip gelenler eşeklerle gider-gelirlerdi.Yol Camiönünden geçtiği için zorunlu olarak gelen gidenler Meydanda, kahvede ve civarında oturanlarla selamlaşırlardı.Haliyle kadın ve kızlar için biraz ayrı bir meseleydi, meydanlığı geçene kadar başlar eğik olarak giderlerdi.Normal olarak tek tek yolda karşılaşıldığında mutlaka sohbet edilir, hal-hatır sorulurdu.Zira her ne kadar iki köy olsa da köylerin yarısı yakın akraba bağları ile bağlıdır.
Dedeköy Pınarı, köyümüzün bir kısım bahçelerinin can damarıdır.Haftada Perşembe ve Cuma günleri olmak üzere iki gün su bizim köye akarBu su yüzünden ufak tefek gerginlikler yaşanmış olsa da ciddi olarak hiç bir olay yaşanmamıştır.Aynı şekilde köyümüzün ortasından geçen Dedeköy Yolu da hiç bir zaman gelip geçerken sorun yaratmamıştır.Her iki köyün zamanının büyükleri tarafından olabilecek gerginlikler, yaşanmadan önce engel olmuşlardır.Bu yönüyle de her iki köy halkı olarak medeni olduğumuzu söylemek hakkımızdır.
İyi olan ilişkilerin temeli mutlaka yüzlerce yıl öncesi atılmış olmalıdır.Hep merak ettiğim, bizden öncekilerin birbirlerine nasıl bağlı oldukları.
Mustafa Dumlu