Ahlen,01.07.2009
Köyümüzden Gelmiş Geçmiş İmamlardan Antalya’lı Rahmetli Mehmet Hoca (Topal Hoca diye de anılır)
Bugüne kadar köyümüzden sayısız cami hocaları gelmiş geçmiştir.Bu hocalardan pozitif etki bırakan rahmetli Mehmet Hoca’yı anmamak haksızlık olur.
Mehmet Hoca Antalya’lı olup köyümüzde yetmişli yıllarda imamlık yapmıştır.Kaç sene köyümüzde kaldığını bilmiyorum ama çok dürüst,güvenilir,itimat sahibi bir insandı.O senelerde köyümüzün gençlerinin hemen hemen tamamı solcu idi ve sol olarak kendi aralarında fraksiyon tartışmaları eksik olmazdı.Ben Yozgat’ta idim.
Camimiz ve köy kahvesi karşı karşıya yapılmış olup arasından Dedeköy’ün yolu geçer.Köy düğünlerimiz kahve ve meydanlıkta yapılır,alkol almak serbesttir.Ancak namaz vakitlerinde ezan okunduğu andan itibaren alkol alanlar ve çalgıcılar gayet sessizdir,saygıda kusur kimse yapamaz,camiye namaza gidenler gider,namaz bitene kadar sessizce sohbet edenler eder veya sakince namazın bitmesini bekler.
Hocamıza gelince bildiğim ve tanıdığım kadarı ile sakin ve konuşkandır,vazıfesinde son derece dürüst olup en küçük taviz vermez,bahaneler de aramazdı.
Yaz aylarında kahvemizin terası olup genellikle dışarıda oturulur.Hocamız da genellikle dışarıda bir bardak çay içer,genç-yaşlı ayırımı yapmamaksızın herkesle sohbet eder,çay da ısmarlardı.Zaman zaman benim de sohbetlerim oldu,o zamanların uzun saç bırakma modası üzerine epeyce konuşmalarımız olmuştur.Gençlerle çok iyi anlaşırdı,hiç kimseye de şöylesin-böylesin demezdi.
Bekar olarak hocalık yaptığı yıllarda ve evlendikten sonra da köy çeşmelerinden evine suyu kendi getirirdi,genellikle şafak vakitlerinde.Bu anlatımlar köylümüzün bana anlatımlarıdır.Köyümüz meyve ve sebze yönünden oldukça zengindir,tabii olarak vatandaşlardan severek hoca efendiye vermek isterdi.Hoca efendinin hiçbir zaman kabul etmediğini söylediler.Birgün sohbet anımızda kendisine sordum : „Hoca Efendi,ben de Yozgat-Boğazlıyan-Yiğitler Köyünde öğretmenlik yapıyorum,köylülereden gönlünden ne koparsa getiriyorlar,ben de alıyorum“ dedim.Hoca Efendi : „Ben böyle şeyi kabul edemem,onlarda kimbilir kimlerin,hangi yetimlerin hakkı vardır“ dedi.Ayrıca bu devlet bana maaş veriyor,o para ile yetinmek zorundayım,bu nedenlerden dolayı da kimsenin hakkını yemem dedi.Söyledikleri elbette çok doğru,ancak toplumumuzun genel gidişatı ise insanı ürkütüyor. Nereye gidiyor bu insanlık..!!!
Köyümüzün civar köylere göre ve dışarılarda adı dini bağlamda eskiden pek iyi anılmazdı.Gün oldu.Mehmet Hocamız (hafif topaldı) Bolu’ya seminere gider ve orada vefat eder.Bu anlatımlarım köylümüzün anlattıklarından.Köyümüz için haksız yere „bu hocanın cenazesi de oralarda kalır,sahip çıkan olmaz „şeklinde epeyce laf edenler olmuş.Köylülerimiz ise iki otobüs tutatarak taa Bolu’ya cenazeyi almaya giderler ve getirirler.Köyümüzün mezarlığına defnetmek isterler,kardeşleri teşekkür ederek cenazeyi memleketi Antalya’ya götürmüşler.
Köyümüzün kahvesinde üç fotoğraf asılıdır : Sırası ile ATATÜRK-Hakkı Tonguç ve Mehmet Hoca.
Buradan hepsini de rahmet ile anıyorum,köylülerimiz de rahmetle anarlar.
Mustafa Dumlu