Ahlen, 09.03.2010
Konya Ereğli Ovası Ve Mor Havuç
 
Yeşil Ereğli’miz sadece beyaz ve napolyon kirazı ile tanınmışlığı ile sınırlı değildir, aynı zamanda süt, peynir ve yağ üretiminde de ülke çapında tanınmıştır. Yalnız mor  havuç denilince sanırım üzerine gelecek bir başka şehir yok. Mor  havuça aslında kara havuç da denebilir..
 
Otuz yıldır Almanya’dayım, hemen hemen bütün tohum çeşitlerini gördüm ama mor havuç tohumunu daha yeni yeni görmeye başladım bunca seneden sonra. Havuçlar o kadar koyu renlidir ki iyice dikkat edilirse siyahliğı ve morluğu görülebilir. Rengi hertürlü eşyalara girebilir.
 
Adana menşeiili şalgam suyunun ana maddelerinden birisi kara havuç ve şalgamdır. Adana ilimiz zaten sebze deposudur, turfanda memleketidir. Şalgam, Adana’da yetiştirildi gibi Ereğli’de de bol miktarda yetiştirilir.
 
Sebze ve meyvecilik üretiminde Ereğli’nin ülke genelinde önemli bir yeri vardır, ama mor havuçun yeri bir ayrıdır. Şu an itibarı ile başka hangi illerde mor havuç yetiştiriliyor onu bilmiyorum ama bizim memleketteki üretimi aynı hızla devam ediyor. Kara dut misali bayağı insanın elini ağzını boyalar. Şalgam suyu Ereğli’de de yapılır.
 
Eskiden Karaköprü pek şirindi. Hasan Efendi’yi bilmem ama köprünün yakınında, karşı tarafında Hasan Efendi’nin Fabrikası derlerdi, yanlamasına karşılıklı konumdaydı. İvriz Suyu birkaç koldan Ereğli’ye ulaşırdı, bir kolu da Karaköprü’den geçerdi, suyun geçtiği, köprünün bulunduğu alan oldukça az meyilli ve su orada geniş bir alandı. Yer yer tabii İvriz Suyu Ereğli’ye gelene kadar oldukça derin yerleri de olurdu. Su da boğulanlar eksik de olmazdı o yıllarda.
 
Sonbaharda sökülen havuçların yıkanması oldukça zahmetli bir işti. Ereğli’ye gidip gelirken zaman zaman görürdüm o havucu yıkayan insanları. Suyun akıntısının yavaş olduğu yerlerinde havuçlar traktörlerden veya kamyonlardan suyun içine yıkılır, yaba gibi olan küreklerle, dirgenlerle ve çizmeleri dizlerinin üstüne kadar gelen uzun çizmeli adamlar havuçları suyun içerisinde ileri geri kürüyerek yıkarlardı. Şu anda yıkama tesisleri varmış, ne zamandan beri bu yıkama tesisleri var onu bilmiyorum.
 
Havuçların pazarda satıldığını bilirdim ama bir sanayi malı olduğunu o zamanlar nereden bilecektim. Üstelik önemli bir gıda maddesi olduğunu burada anca öğrenebildim. Gerçi bizim için dengeli iyi beslenmekten ziyade beslenebilmek bir şekilde, nasıl beslenme olduğu pek önemli değildi.
 
Nedense köyümüzde havuç yetiştirmek adet olmamıştı, şimdi nasıl bilmiyorum ama zor bir iş de değil. Havuç üretiminde suyun önemi büyük, o belli. Bu bakımdan olmalı ki Sarıcalılar çok havuç ekerlerdi.
 
Şimdilerde Ereğli’ye gelip giderken görüyorum, Ereğli’nin girişi ve çıkışında Konya Ovası’nın devamı olan Ereğli Ovası’nda da havuç ekimi yapılıyor.
 
Önceden hazırlanan karıkların anları ( toprağın ince uzun yığılmış durumuna an deriz, karıklarda ki anlar gibi) gayet yumuşak olur, havuç tohumları o anlara ekilir ki yumuşak olan toprakta havuçlar derinliğine büyüyerek büyük ve kaliteli havuç hasadı gerçekleşebilsin.
 
Sulama işi, anların arasında kalan karıklar suyunu tam alınca tabii olarak bitkiler suya doğru büyüyeceğinden kaliteli mor-siyah havuç üretilmiş olur. A vitamini yönüyle havuç önemli bir gıda maddesidir.
 
Mor havuç gibi bizim Ereğli’ye mahsus dilmusun, beyaz fasulye üretimi yapılır. Eskiden fakirin eti diye söylerdik. Şimdilerde nasıl ?
Mustafa Dumlu

Please publish modules in offcanvas position.