Ahlen, 03.08.2009
Meslek Eğitiminin Önemi, Almanya’da ve Ülkemizde Meslek Eğitimi
Çocukluğumda ve günümüzde hala bir mesleği olmayanlar için „ senden çoban bile olamaz „ lafını ederler-di.Burada meslek edinmenin önemi vurgulanmak isteniyor ama bence bu söz çok yanlış; birincisi çobanlar küçünsenmiş oluyor bir anlamda, olamaz böyle bir şey, ikinci yanlışlık ise, herkes çobanlığı beceremez.Koca bir sürü ona emanet, öyle kolay da bir iş değil yani.Büyüklüğü ve büyüklüğünü vurgulamak isteyen vatandaş durup dururken „çoban bile olamazsın „ der geçer, sözümona kendisini psikolojik olarak rahatlamış görmüş olacak, vazifesini yapmışlığının rahatlığını yaşamış olacak.
Almanya’da iş ve işçi bulma kurumunun verilerine göre beş yüze yakın meslek varmış.Ülkemizde bu sayı ne kadar, bir bilgim yok.
Günümüzde meslek eğitimi zorunluluğun da ötesinde ikinci bir meslek eğitimi yaparak şansını dah da zorlayanlar var.Zaten Avrupada meslek eğitimi almayan insanların iş bulma şanları yok denecek kadar az, iş bulsa da saat ücreti o kadar düşük ki, sigara parasını ancak çıkarır.
Eyaletlerin çoğunda ilkokul dört yıl olan eğitim sisteminde, ikinci yarı yıl başlangıcında çocukların kaderleri yavaş yavaş belirginleşmeye başlar. Özürlü çocukları hesaba katmamaksızın normal ilkokul çocuklarının gitmesi gereken okullar hakkında veli-öğretmen hazırlık konuşmasından sonra çocuklar gitmesi gereken okula kayıdı yaptırılır.Dört okul seçeneği olan öğrencinin hangi okula devam etmesi gerekir, burada gerçekten seçimi mümkün mertebe doğru yapmak gerekir. Çocuğun başaramıyacağı bir okula yazılması, orada ezilmesi anlamına gelebileceği gibi tersi durumlar da yaşamak mümkündür.Eğitim sistemi hakkında başka bir yazımda detaylı bilgi vermiştim.
Bütün okullardaki aynı olan bir özellik, dokuzuncu ve onuncu sınıflar, iki hafta ve üç hafta olmak üzere herhangi bir iş yerinde pratik olarak dilimize tercüme edebileceğim „praktikum“u yapmak zorundalar.Böylece öğrenciler daha okuldayken ilk iş denemelerini, tecrübelerini yapmış olurlar, iş hayatına bir bakış kazanmış olurlar.Hangi okul türü olursa olsun, onuncu sınıfı, yani temel eğitimini tamamlayan öğrenciler ya üniversite hazırlık sınıflarına devam ederek üniversiteye yazılırlar, ya da onuncu sınıfın akabinden her çocuk kendisine meslek eğitimi yapmak üzere bir iş yeri arar, hemen bulamayabilir de, bulabilir de.Ortalama meslek eğitimi üç ile dört yıl sürer, teorik ve pratik sınavdan sonra meslek eğitimini tamalamış olur v eiş aramaya koyulur.
Meslek eğitimini yapmayanların iş bulma şansları az demiştik, maalesef vatandaşlarımızda bu oran bayağı yüksek.Ülkemizde de meslek eğitimi vardır mutlaka ama yaygınlaşması çok önemli.İş hayatı rekabeti zorunlu kılıyor, rekabet de meslek eğitimi almış işçilerle mümkün.Birinci nesil Almanya’ya geldiği yıllarda meslek eğitimi şimdiki kadar yaygın olmayıp birinci nesil çekirdekten yetişir gibi yetişti.Birinci nesilin yaptığı işi ve kazandığı aynı parayı çocuklarının kazanabilmesi için : Birincisi çok daha fazla çalışıp yıpranması gerekir, ikincisi ya iyi bir meslek sahibi olacak, ya da tahsilli olması gerekir.
Son olarak özel okullardan bahsetmek istiyorum.Özel okul türleri çok olup zihinden özürlüler ve bedensel özürlüler olarak sınıflandırılabilinir.Türk çocuklarının ve velilerimizin burada sıkıntısı var.Zihinsel özürlüler sınıf seviyesine ayak uyduramıyanlar, zeka olarak biraz daha zayıf olarak da nitelendirilebilinir, onların gidecekleri okullar, o okul öğretmenlerinin yapacakları testler sonucu tesbit edilir, normal okuldaki öğretmenlerin görüşü de alınarak öğrenci ya kendi normal okuluna devam eder, ya da özel okula alınır. O tür özel okulların ders planları daha hafif ve sınıflardaki öğrenci sayısı oldukça azdır.Ortalama beş ile on beş öğrenci.Öğretmenlerinin eğitimi de ayrı olup daha fazla eğitim almak zorundalar.
Türk çocuklarının dil sorunu ve velilerin eğitim sistemine yabancı olmalarından ve bazan da velilerimizin ilgisizlikleri sebebiyle haksız yere de çocuklarımız bu özel okullara gönderebiliniyor. Türk Çocuklarının testlerinde ben hep bulundum, aslında dil sorunu da olsa resim ve şekillerle, çocukların zekaları tesbit edilebiliniyor.Son söz yine velinin olup en doğru karar çocuk için hangi okul türü ise oraya kaydettirmek.
Mustafa Dumlu