26.02.2009
İvriz Öğretmen Okulu ve Stajyerlik
Öğretmen okullarının en büyük özelliklerinden birisi de „uygulama dersleri“ ve „stajyerlik“ idi.
Stajyerlik,benden önceki yıllarda iki ay idi,benim zamanımda kırk beş güne indi.Uygulama dersleri,salı günleri olmak üzere her hafta ve bütün bir yıl boyunca devam ederdi.
Uygulama günlerine hem sevinirdim hem de biraz çekimser kalırdım.Sevindiğim : Devamlı Ereğli’ye gidemediğimiz için şehre iniyoruz diye sevinirdik.Çekincememiz ise,Ereğli’de Sümer İlkokulu ve Abdürrahim İlkokulu gibi sayılı ilkokullarda derse girmek,dinlemek,not almak,hele bir de hocamız „haydi sen devam „et „ demesi gibi durumlarda bocalamaktan korkumuzdu.
Okulumuzun eski bir otobüsü vardı,koca bir sınıf içini doldurur neşeli bir şekilde şakalaşarak giderdik.Her ne kadar bizler öğretmen adayı isekte,gittiğimiz okulların öğrencilerinin giyim ve kuşamı bizleri gıpta ettirecek şekildeydi.Zira çoğunluğumuz zaten köyden gelme fakir çocuklarıydık.Gittiğimiz okullardaki öğretmen ve öğrencilerin neler hissettiğini bilemem.
Stajyerlik bizler için gerçek öğretmenlik hayatının başlangıcıydı,hepimiz sevinç ve merakla o günü bekler ,hangi köye gideceğimizin hesabını yapar ve hazırlıklarımızı yapardık.
Benim için stajyerliğin önemi ve enteresan tarafı;kurada kendi köyümüzün çıkması ve kendi okuduğum ilkokulda beni okutan ilkokul öğretmenim Şinasi ile birlikte gurur duyarak başarılı bir şekilde meslek hayatıma ilk adımımı atmış olmam.Öıkması ve kendi okuduğum ilkokulda beni okutan ilkokul öğretmenim Şinasi ile birlikte gurur duyarak başarılı bir şekilde meslek hayatıma ilk adımımı atmış olmam.Öğrenciler,stajyer öğretmenleri çok sever,çünkü ilk meslek heyecanlarımızı,ideallerimizi o çocuklarla paylaşmak. Yine benim için ilginç olan tarafı,köyümüzün çocukları,arkadaşlarıma „öğretmenim“diye hitap etmeleri ve bana da doğal olarak: „amca,dayı ve benzeri „ şekilde hitap etmelriydi.Elbette bu durum bir sorun değildi ama,yine de hem öğrenciler açısından hem de benim açımdan garip bir duyguydu.
Ben,köyümüzde kendi evimizde kalmadım,arkadaşlarımla birlikte kaldım,çoğunluk rahmetli anamın yapmış olduğu kuru fasulyeyi arkadaşlarımla paylaştım.
İlk gecemizi hiç unutamam.Okulumuzun bahçesinde stajyer evi vardı.Öğretmen okulunun traktörü ile erzaklarımız ve gerekli eşyalarımız köyümüze getirildi,köyden akrabalarımızdan,arkadaşlarımızdan yardım ederek eşyalarımız eve taşındı.Daha ilk heyecanınımızı üzeremizden atamamışken okul müdürümüz,müdür yardımcısı ve gurup öğretmenimiz bizi ziyarete çıkageldi.Tabii hepimiz rahat bir şekilde sigaraları tüttürmüştük bile.Sigaralarımızı söndürdük ama içerisi tilki çıkaracak kadar dumanla dolmuştu.
Her zaman sigara yüzünden korktuğumuz hocalarımız artık bizi yetişmiş,olgunlaşmış görmüş olmalılar ki sadece : „ Çocuklar,nasıl yerleşebildiniz mi,bir eksiğiniz var mı „ diye sorup gittiler.
Kırk beş günlük gayet heyecanlı,başarılı,neşe dolu stajyerlik süremiz bir gün gibi kısa geldi geçti.Böylece öğretmenlik haytının içine girmiş olduk.1969-70 öğretim yılı.
Mustafa Dumlu