Ahlen, 31.01.2010
Köy Enstitülerinin Anlaşılması
Yıllar olmuş kapanması, hala köy enstitülerinin ve onu takip eden öğretmen okullarının arkasından ille de kötülemek için uğraşı veren insanlara aslında acıyorum.
Öyle insanlarla karşılaşıyorum, sohbet ediyoruz, bana olan güvençlerinden dolayı köy enstitüler hakkında soruyorlar ve soranlar o günleri yaşamış insanlar da değil. Ne kadar anlatsam da adam bana inanıyor ama köy enstitüleri hakkındaki anlatımlarıma inanmıyor. Mustafa Kemal vefat edeli yıllar olmuş, ama adam işini gücünü bırakmış, kötülemek için çaba gösteriyor. Hatta öyleleri var ki ne kadar Mustafa Kemal’in arkasında kötü söylerse kendini o kadar iyi müslüman addediyor. Bir cumhuriyet kurmuş, ulus kavramını ortaya çıkarmış, getirdiği demokrasinin nimetlerinden yararlanarak onu yıpratmaya çalışmak. Olacak, anlaşılacak gibi değil. Köy enstitülerini de aynı şekilde düşünüyor, hiçbir bilgisi olmadığı halde „kötüymüş „ diyor. Ne yazık ki kurulan cumhuriyetin bütün olanaklarından yararlananlar o cumhuriyete zarar vermek için ellerinden gelen gayreti bir yarış haline getiriyorlar.
Acaba cumhuriyetimizi Atatürk değil de bir başkası kurmuş olsaydı, aynı düşmanlığı gösterecek miydi ?
Soruyorum ; gardaş ne yapılmış bu okullarda neler yanlış, hangi kötülüklerini yaşadın veya gördün ? „
Adam, gayet kötüymüş yav hocam deyip içini boşaltıyor. Tabii buna benzer olmayacak sorular soruluyor ve verilen cevaplara da inanılmıyor.
Dünyadaki ülkelere bir bakalım, geri kalmış ülkelerin ezici çoğunluğu müslüman ülkeleridir. Bu ülke insanları zeka seviyesi bakımından geri değildir. Neden müslüman ülkeler hep geri kalmış veya geri bıraktırılmış ? Kesinlikle İslamiyetin kendisi geri kalmışlığın bir nedeni değildir, olamaz da . Ne olabilir pekiyi ?
Hristiyan devletleri de, hristiyanlıkla idare edilen imparatorluklar da orta çağda geriydi. Orta çağda kiliselerin ve papazların hristiyanlığı menfii olarak kullanması hangi savaşları beaberinde getirmedi ki, hangi iç savaşlara neden olmadı ? Hristiyan ülkeleri bu problemleri aştı, dinlerini bir siyaset malzemesi yapamıyorlar, insanları orta çağda olduğu gibi her söylenene itibar etmeyerek bilim ve ilime yatırım yapıyor. Elbette bilim ve ilimde ileri düzeyde olan ülkeler geri kalmış ülkelere her yönden hakim olacaktır, bu kaçınılmaz bir sonuçtur. Biz hala Almanya’da kurbanın şok ile kesilip kesilmeyeceğini tartışıyoruz. Hatta öyle katı insanlar var ki „şok ile kurban kesilmez „ diyerek vatandaşın kurban kesmesine bile mani oluyor, öbür tarafta büyük bir vebalin altına girdiğini görmediği gibi zaten seni karşısında konuşturmuyor bile. Vatandaş öyle veya böyle, bir kurban kesebildim diye sevinirken öbürü kabul olmaz diyerek insanın olan hevesini de kırıyor.
Gelişmiş batılılar elbette bütün ülkelerin gelişmesini arzu etmezler, neden rakip alsınlar ki karşılarına. Öyle ya ; herkes doktor olsa, herkes mühendis olsa, herkes üniversite mezunu olsa kim işçi olacak ? Prensip olarak hep aynı kapıya çıkar.
Bence gelişmemizi biz bizzat kendimiz engelliyoruz. Önce de söylediğim gibi altnı çizerek söylüyorum, islamiyet hiçbir zaman gelişime engel değil ; tam tersi gelişimi bizzat kendi emreder. Ancak gelişmiş batılılar bizim inancımızı bize karşı bir siyasi malzeme olarak kullanıyor. Kendileri dini inançlarını siyasetten ayırıyor, ama bizim nasıl bir müslüman olduğumuzu bize anlatmaya çalışıyorlar. Yok ılımlı müslümanmışız, yok dünyada örnek bir müslüman ülkesiymişiz daha neler. Aynı zihniyet tam verimini, meyvesini vermeye başlayan köy enstitülerini karalayarak halktan koparmaya çalışıyor ve başarıyor da. Köşe yazarlarından birisi bu konuda şahane bir makale yazmış, üstat bir köşe yazarı, Türk Patentli Eğitim başlığı altında.
İcat edilen her yeni şey zaman içerisinde geliştirilir, uzun vadede en yüksek randıman alınır.Köy enstitülerinin kalitesinden bahsederken o günün şartlarını kastediyorum. Aynı okullar geliştirilerek pekala günümüzün gelişmelerine uyarlanabilirdi. Bugünkü eğitim sistemini anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum, hatta anladığımı da söyleyemem. Her sene bir değişiklik, devlet okulu mu özel okul mu ?
Özel dershanelerden özel ders almayanların okuma şansları ne kadar, oturup etraflıca tartışmak gerek.
Köy enstitülerini o günün şartlarında anlamak ve irdelemek gerek karalamak yerine.
Mustafa Dumlu