Eregli, 01.10.2009
Bereket Ayları, Sonbahar – Ereğli ve Köyleri
Zengindir bağlar, bahçeler güz gelende,
Sevimlidir bir ayrı zenginliğiyle,
Bir hüzün bürür içimi,
Tane tane yaprak dökümüyle.
Şıra kazanı kaynar bir yanda,
Sesi bir ayrı zevk verir,
O koca kütüklerin çatırsıyla,
Sarar arılar her bir yanı,
Ekmek parası, can çabası,
Her bir yanda, her evde ,
Ayrı bir tatlı iş heyecanı,
Bir ayrı çalışır çol, çocuk,
Kimsecikler yoktur evde,
Hep bağ ve bahçelerde,
Combul comaat.
Yanar tandırlarda kütükler,
Gerek yoktur ışığa var iken tandırlar,
Bir tarafta üzüm olukları,
Vaccur vuccur çizme sesleri,
Akarken oluklardan tatlı tatlı üzüm suları,
Hesabı yapılır daha şimdiden,
Gelecek yılın yapılacakları.
Güzün, sonbahar, hasat zamanı,
Telaşı bir ayrıdır, geliyor kış ayları,
Bir yanda odun, un telaşı,
Pate, soğan, pakla zamanı,
Geç kalma uzun geçer kış ayları,
Çırpıldıktan sonra son cevizler de,
Bir ayrı olur bandırmaların sırası,
Başlamıştır çoktan şıra kazanları kaynar,
Ateş yanar, tüter tandırlar,
Dumanla karışık bağrışmalar,
Fenerler, lambalar çoktaan karışmış tarihe,
İşıklar karışır, ocak, tandır, elektrik,
Akşamın serinliği, bazan soğukluğu,
Bir başka zevk katar tandırın sıcaklığı,
Kaynar da kaynar kazanlar,
Şıra leğenleri, kazanları,
Arasıra birbirine kızanları,
Hepsi bir harman olur güz aylarında,
Barışık ve karışık duygularıyla.
Mustafa Dumlu