FELSEFE YAŞAMI SORGULAMAKTIR!
27 Eylül 2012 Perşembe, 09:14 · tarihinde
Ramazan Çakir tarafından eklendi
Bireyler ve toplumlar sorgulanmaktan pek hoşlanmazlar, sorgulama olmazsa toplum kemikleşir. İnançlar dogmatikleşir, düşün yavanlaşır.
Yaşam durağanlaşır, gelişme ve ilerleme olmaz.
Onun için sorgulama yaşamın dinamosudur.
Sorgulamayı başlatan da felsefedir.
Sorgulanmaktan hoşlanmayan toplumlar da felsefe sevilmez. Felsefe gibi; bilimlerin, sanatın, siyasetin ufkunu açan bir bilgi dalını hor gören toplumlar da ne bilim, ne siyaset, ne sanat alanında gelişme ve ilerleme olmaz. Bilim ve sanatta yeni eserler, yeni başarılar elde edilemez. Felsefe düşünmedir, sorgulamadır. Yeni ve güzel olanı arama etkinliğidir.
Düşünme olmadan eylem olamaz. Her başarının temeli, sağlıklı ve sistematik düşünmedir.
Düşüncelerimizi, yorumlarımızı sorgulamaya başladığımız zaman da felsefe kaçınılmaz olur.
Bilim tarihine baktığımız da bilim ve felsefenin iç içe olduğunu görürüz. Bilim, felsefeden bağımsız değildir. Bilim gelişme ve ilerlemedir. Bu ilerlemeyi sağlayan güç, etken de felsefedir.
Sadece bilim değil, hayatın bütün alanları felsefe ile iç içedir.
Felsefe, iç hesaplaşmalarla dolu bir eylem biçimidir. “Neredeyim, ne yapıyorum, ne demek istiyorum?” Felsefeci bu tür soruları yöneltir.
Felsefeci tartışır, hesaplaşır, eleştirir, etkilenir. Hemen her yerde öğrenmeye, anlamaya, açıklamaya çalışır.
Bir gencin iyi bir felsefe eğitimi alması, hayatı daha anlamlı yaşamasıdır. Yaşantısını akıl dışı boş inançlardan kurtarması, inanılmaya değer olanı ayıklar.
Sevmek, anlayabilmektir. Anlamak için sevmek, sevmek için anlamak gerekir. Bu bağlamda felsefe, hayatı sevmek, onu anlayabilmek, onu doyasıya yaşayabilmektir.
Felsefe, bizlere huzur reçeteleri sunmaz. Doğru düşünebilmenin, akıl yürütmenin yollarını gösterir. Hayat için önemli olan, balık yemek değil, balık tutabilmenin yollarını öğrenebilmektir.
Hazır reçetelerle soruların üzerine gitmek değil, sorunların çözüm yollarını bulabilmektir. İşte felsefe, bu çözüm yollarını gösteren bilgidir.
Felsefenin eğitiminin üç temel amacı vardır.
1- Eleştirici düşünebilmek.
2- Bütüncü düşünebilmek.
3- Hoşgörülü olmak.
Felsefe, insanı insan yapan bu unsurları gençler kazandırmaya çalışır.
Felsefi düşünebilmek ön yargıların dışına çıkarak eleştirici düşünebilmektir.
Olanın dışına çıkıp daha güzelini arayabilmektir. İnsanoğlunun hayatını anlamlı kılacak, mutlu edebilecek yeni olanakları arayabilmektir.
Felsefe eğitimi gören insan sıradan insanın yaptığı gibi “Aman, rahatımı bozmayayım, zaten her şey karmakarışık” demez. Sadece ilgi çekmek, göze çarpmak için aykırı görüşler ortaya atmaz. Eksik olanı, yanlış olanı, yersiz olanı arar. Hiçbir düşüncenin değer yargılarını benimsemesidir.
Kimdir genç? Kendini arayandır, öğrenendir. Toplumdaki ve dünyadaki yerini sorgulayandır. Genç umuttur. Yeni beklentileri, hayalleri, idealleri olandır.
Gelecektir, geleceğin güneşidir. Sonsuz ve sınırsız olanakların çağıdır.
Yaşam bir seçenekler alanıdır.
Genç insanın önünde pek çok seçenekler vardır. Genç için bu seçeneklerden birini seçme zorunluluğu vardır. Fakat önemli olan en güzelini seçebilmektir. İşte bunu yapabilmesi, eleştiri yel düşünebilmesi için iyi bir felsefe eğitimi de zorunludur.
Felsefe, genç insanın kendi kendisini yargılamasında, kendisiyle hesaplaşmasında, düşüncelerini temellendirmesinde önemli bir araçtır.
Felsefe eğitimi gören genç, önündeki seçeneklerden kolay olanı seçmez, kolaya kaçmayan, daha tutarlı, mantıklı çözüm yollarını arar. Böylece akıl dışı, tutarsız, dayanıksız ön yargılardan arınarak, eleştiren, eleştiriye tahammül edebilen, daha güzeli arayan bir birey olacaktır. Böylece kendisini sağlıklı bir biçimde arayacak ve gerçekleştirme dayanakları bulacaktır.
Felsefe, olayları kendi çözüm biçimlerimizin dışında, başka çözüm yollarının da olabileceğini düşünme, onlara hoşgörü ile yaklaşabilmedir.
Felsefe, karşılıklı konuşabilme, etkilenme, etkileyebilmektir.
Felsefe, değişen görüşlere çekim gücüne kapılmaz. Hayata çok yönlü bakar.
Sorunların başka çözüm yollarını arar. Çünkü hayat bizlere bir değil, pek çok olanaklar sunmuştur.
İşte felsefe bu olanakları arama etkinliğidir.
Bütüncü düşünebilmek hayatta tek bir pencereden değil, çok yönlü bakabilmektir. Birbirlerinden farklı olaylar arasında ilişki kurabilmektir. Çünkü toplumsal olayların daima birden fazla nedenleri vardır.
Freud'a göre, her anormal davranışın mutlak nedeni vardır. İnsanı anlayabilmek için bütün yönleriyle incelemek gerekir.
İşiyle, eşiyle, eviyle, arkadaşlarıyla insan bir bütündür. Ancak böyle değerlendirirsek sağlıklı yargılara ulaşırız.
Hoşgörü, insan ruhunu besleyen bir kaynaktır. Hoşgörüsüzlük insana hayatı zindan eder. Bizim dışımızdaki dünyayı, güzellikleri görmemizi engeller.
Hoşgörünün kaynağında iyi bir felsefe kültürünün, felsefe eğitiminin önemi tartışılmaz.
Felsefe bizlere hoşgörülü olmayı, eleştirici düşünmeyi, evrendeki olayları bütünsellik içerisinde değerlendirmemizi sağlayan bir etkinliktir.
Felsefe eğitimi, her türlü insanın olması gereken bir kültürdür. Çünkü felsefe olmadan ne bilim ne sanat ne de siyaset sağlıklı şekilde işleyebilir.
Her başarının, insanca yaşamanın temeli felsefe kültürüdür.
Ramazan Çakır