"1950 yılında Konya’da doğdum. Belli bir süre Kur’ an kursuna gittim.1960 yılında 27 Mayıs darbesinden sonra Kur’ an kursu mezunlarının imam olamayacağı kararı çıkması üzerine babam beni ilkokula gönderdi. 2 senede ilkokulu bitirdim, daha sonra öğretmen okuluna gittim, Konya-İvriz öğretmen okuluna... 1968´ de orayı bitirdim, Cihanbeyli’ nin bir köyüne tayinim çıktı. Fakat aynı yıl üniversite sınavlarına da girmiştim. Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümü sınavlarını kazandım. 1968-69 öğretim yılından itibaren edebiyat bölümünde öğrenciliğe başladım.
Öğretmen okulundayken sol fikirlere eğilim duyuyordum. Gazi’ de iken bu eğilimim iyice güçlendi ve o sırada zaten dünya çapında bir gençlik hareketi söz konusuydu. Yükselen bir gençlik hareketi vardı. Türkiye´ de de böyle bir hareket söz konusuydu ve bu hareketin içerisinde yer aldım. Okulun öğrenci derneği başkanlığını, Dev-Genç üyeliği yaptım. Tabii bizim gibi ülkelerde bu tür mücadelelerde yer almanın belli bedelleri de var. Bu bedellerden yüzlerce insan gibi ben de nasibimi aldım. 1971’ de ki askeri muhtıradan sonra, Demirel’ in, şimdiki Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’ in Başbakanlıktan düşürüldüğü muhtıradan sonra, yüzlerce devrimci, solcu, demokrat insan gibi ben de gözaltına alındım, daha sonra hapishanede yattım.
10 yıla yakın ceza aldım, 4 yıla yakın hapishanede yattım. 1974’ de Ecevit-Erbakan Hükümetinin çıkardığı aftan sonra cezamızı yatmış sayıldık. Daha sonra ben yine kaldığımız yerden devrimci mücadeleye devam etmeye çalıştım. Öğretmen örgütlenmesinde yer aldım. Bunun dışında belli grup örgütlenmeleri içerisinde yer aldım...
Darbeden önce Türkiye’ de o güne kadar ilk defa başarılabilen bir proje vardı: Herhangi bir grubun yayını değil, bütün sol’ a ve demokrat kesime hitap eden bir gazete projesi vardı. Bu gazetenin gerçekleştirilmesi için koşturdum. Yaklaşık 9 ay bu gazetenin çıkarılmasında hem yazar olarak, hem gazetenin örgütleyicilerinden birisi olarak çalıştım. Adı ‘Demokrat’ idi bu gazetenin. Hakikaten Türkiye sol tarihinde önemli bir platform olarak her zaman anılır bu gazete... Tabii bu gazete de bütün sol dergiler, demokrat dergiler-gazeteler gibi 1980 12 Eylül faşist cuntası sırasında kapatıldı... Darbeden sonra Türkiye’ de kalmaya çalıştım. Fakat hem içinde yer aldığım hareket, hem genel olarak bütün sol hareket ağır darbeler yemişti. Bizim gibi insanların Türkiye’ de barınma şansı giderek azalıyordu. Benim hakkımda da çeşitli davalardan dolayı tutuklama kararı vardı. Türkiye’ de barınma şansım kalmayınca, 1981’ de Almanya’ya kaçıp gelmek zorunda kaldım.
Almanya’ya geldikten sonra Devrimci İşçi dergisinin faaliyetlerine, Demokrat Türkiye adlı aylık derginin çıkarılmasına katıldım. Demokrat Türkiye 1984’ te, Devrimci İşçi ise 90’ ların başında yayınlarına ara verdi. Solda fikri ve politik bir yenilenmeye katkı için 1994’ te Sosyalizm Sorunları Kitap Dizisi’ nin, son iki yılda ise Yeni Zamanlar adlı derginin çıkarılmasına katıldım. Birincisinin ömrü 2 sayı, ikincisinin ise 6 sayı sürdü. İkisinin de anlamlı ve değerli işlevler yerine getirdiklerini sanıyorum.
Bu arada, doğrudan bizleri, Avrupa’da yaşayanları politik, toplumsal ve kültürel olarak etkileyen sorunlar üzerinde kitap çalışmalarım da oldu. İlk kitabım (Uzun Bir Göç Öyküsü) 1993’ te, ikincisi ise (Kimliksiz Cemaatler) yeni yayımlandı”
İbrahim Sevimli. 1981’ de ayrıldığı memleketini bir daha görememişti, ancak çok ileri bir aşamasına geldiğinde kendini belli eden kanser nedeniyle 10 Şubat 2002’ de yaşama veda ettiğinde 52 yaşındaydı. Türkiye’ den ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinden büyük bir kalabalığın katıldığı cenaze törenin ardından, Hannover’ de Seelhorst Mezarlığı’ na defnedildi.