Ahlen, 10.02.2009
Ceviz çırpma,Bandırma Batırma
Fakir bir köy olmasına karşın yaz kış, meyve-sebze yönünden zengin sayılan köyümüzde ceviz çırpma,pekmez kaynatma ile birlikte bandırma batırma oldukça maharet ister,zahmeti gerektirir.Bizim bandırma diyeğımız ceviz ile un ve pekmez şerbetinin belli oranda karrıştırılarak yapımına başka yörelerde ayrı adlar verilir.
Ağustos ayının sonlarına doğru ilk cevizler; özel olarak fındık ağacından yapılmış uzun sırıklarla çirpılmaya başlar.Zor ve tehlikeli bir iştir.Bildiğim kadarıyla parası da peşin ödenmeliymiş.Hatta köyümüzde bir akrabamız ceviz çırparken düşerek hayatını kaybetti.
Çırpılan cevizleri bütün aile efradı toplar,mümkün mertebe yerde hiç kalmamacasına.Kalan cevizleri çocukken büyük bir zevk ile başşaklardık.Sincaplar,(yöremizde galle olarak adlandırılmış) bu işte daha usta olup kötü günleri için değişik yerlere toprağın içine gömer,onları bulmaya çalışırdık.Bu sayede zekamızı,çeşitli yeteneklerimizi geliştirme imkanı bizim için doğardı,ayrıca çok da zevk alırdık.Benim en büyük zevlerimdendi,zaman zaman başkaların cevizlerini çırpma cesareti bile gösterirdik.Tabii bugünün çocukları için komik olabilir.Her şey kendi zaman ve yerinde geçerlidir.
Ceviz çırma işlerinden sonra yavaş yavaş oluklar,kazanlar,leğenler pekmez kaynatmak üzere hazırlanmaya başlar.Oluklar yıkanır ki su kaçıran yerleri tahtanın şişmesiyle tamamen kapansın; hala su kaçırıyorsa hamurlarla tıkanır,böylece oluklar hazırlanmış olur.
Pekmez kaynatma işine parelel olarak cevizler kırılır,ortalama boyu bir metre civarında iplere dizilir,bandırma batırma işlemlerinin ilk adımı atılmış olur.Bağ bozumu,üzümlerin köye eşeklerle getirilmesi,üzümlerin çiğnenerek suyunun çıkarılması,sabah erkenden kalkmayı gerektirir.Çıkan üzüm suyuna ham şıra denir ve ham şıra büyük şıra kazanlarına doldurulur,kaynatılmaya başlanır,sabırla sürekli karıştırarak şıra haline getirilir,dinlenmeye bırakılır,şıranın içine özel olarak getirilen pekmez toprağı ilave edilir,şıra ilk tatlanmasını yaşar.
Dinlenmiş olan şıranın tortusu kazanın tabanına çöker,üzerindeki duru olan şıra başka bir kazana alınır,kalan tortulu şıra da şıra torbalarında süzülerek duru olan şıraya ilave edilir.Tam olarak oranını bilmiyorum ama şıranın miktarına tekabül eden oranda pelte unu ilave edilerek belli bir kıvama gelinceye kadar kaynatılır,sürekli karıştırılır,tabanı tutmayacak,ne koyu ne de cıvık olacak,tam pelte dediğimiz kıvam elde edilince gayet şevik bir şekilde iplere dizilmiş olan cevizler pelteye batırılır ve önceden hazırlanmış olan kalın iplere çengellerinden asılır.
Bandırmalar biraz daha kalin olsun diye ikinci kez batırılır ve kuruması için çengellerinden dikkatlice iplere asılır.
Bandırmanın kalitesi,kişilerin beceriğine kalmıştır.Belli bir kurutma süresinden sonra belli uzunlukta kesilerek sandıklara yerleştirilir,ihtiyacı olan kişiler hemen satılığa çıkarır,bekletip kış aylarında da satmak mümkündür.Kıymetlidir,değerlidir,alıcıları önceden Ereğli’den ısmarıcını yapar,fiyatını pek sormaz bile.
Ben,dört yüzün üzerinde bandırma batırdığımı bilirim,iyi de para almıştım.
Mustafa Dumlu