Ahlen, 18.02.2009
Belenden İlayhana Kadar-Bağ Kazımı
 
Yaz aylarının kordonboyu gezisi………………….
Altmışlı yıllarda köyümüzün nüfusu bugüne oranla daha fazla olduğunu zannediyorum.Dolayısiyle gençlerin de sayısı.
 
Sabah erkenden başlayan bağ-bahçe işleri telaşı,cami önünde kısa sohbetlerle yolda bahçelere varıncaya kadar devam eder.Bağ kazma işi zor olmasına karşın karşılıklı konuşma ve şakalaşmaları yaşamaya değer doğrusu.Her üzüm bağının kaç kişiyle kazılacağı bellidir,önceden ırgatlar ayarlanır,birçok kişi bu bağ kazım işini hatta keşşikle bitirir.Eğer bağ sahibi toprağın tavına iyi bakmazsa eğlence konusu da olabilir.
 
Genellikle bağların kazma süresi öğle saatlerinde saat ikiye sürer.Bazı bağların işi bayağı zordur.lrgatlara yemek hazırlama başlıbaşına bir iştir.Hatta yemeği iyi ve bol hazırlayanların bağına ırgat bulmak bir avantaj da olabilir.
 
Yemeklerden başlıcaları : Keşkek (bol yağlı) ,tatarböreği (bizim köye mahsus), kuru fasulye,sulu yemekler ve hoşaf.
 
Çubukçular, (karık anları kazılırken bir veya iki çocuk-kadın anlara yassılmış üzüm dallarını kaldıran) her nedense ırgatlar yemeğini yedikten sonra kalan yemeklerle yetinmek zorunda.Çocukluğumda ben de çok çubukçu olarak bağımızda çalışmıştım,hep geriden bakardım,tatarböreğinden epeyce kalacak mı diye.Pek de severdim,hala da öyle,aynı alışkanlığım aynen devam ediyor.Genellikle çocuklukta yaşananların belleklerden silinmesi kolay olmuyor.
 
Üzüm karıkları; iki kişi anı,iki kişi tavaya,bir kişi böğürü kazar.Bağ kazım işi gayet tempolu bir şekilde kazılır.Gençlik yıllarımın bir senesinde bizim tertiplerle üzüm bağımızı saat on bir gibi erken saatlerde bitirmiştik.
 
İkindiye doğru köyün kahvesi açılır,taze demlenen çaylar içilir,günün yorgunluğu yapılan şakalaşmalarla,sohbetlerle giderilir.Akşama doğru serinlik çökmeye başlar,akranlar guruplar halinde mezarlığın altında belene doğru,bazen de Dedeköy istikametinde Değirmenbaşı’na,sohbet koyu ise İlayhan’a kadar gidilinir,gelinir.Ama ne sohbet o sohbet,bazen yüksek sesle,bazen gayet sessiz olarak .
 
Tekrar kahveye gelinir,çaylar içilir.Sokunun etrafında toplanmak,hem gelen geçenlerle konuşmak,kahvenin sağ tarafındaki kayaların üzerine oturup geleni geçeni seyretmek,çocukluğumda ve gençliğimde ve hala zevk alabildiğim tatlı anlardır.
 
Öyle zannediyorum ki,köylerde,küçük yerleşim yerlerinde insanlar birbirlerini bu şekil yaşam anlayışı ile insanlar birbirlerini pozitif olarak etkiliyor,insanlar olan şitreslerini bu şekilde bertaraf ediyorlar.
Mustafa Dumlu

Please publish modules in offcanvas position.