Ahlen, 26.07.2009
Tepede, Davar Yatağında Kızak Kayma
Televizyonun adını yeni yeni duymaya başladık, çocuğuz, köydeki olan radyoların sayısı belli, kendi iç dünyasını yaşayan Gaybi Köyü.
Bütün olanaklar sınırlı, öğretmen okulunun varlığı, sanki köyümüzün arkasında büyük güven veren bir dağ gibi.Öğretmen okulunun olanakları elbette farklı ve çoktu.
Bütün bu olanaksızlıklar içinde zaman zaman doğudaki köylerin durumlarını göz önüne getirmeye çalışırdık.Öğretmen olan büyüklerimizden doğuda öğretmenlik yapanlar anlatırlardı, ilk karlardan itibaren köylerin şehirlerle bağlantılarının kesildiğini.Köyümüzün hiç değil günde bir kez de olsa Ereğli ile bağlantısı vardı.
Rahmetli Motorcu Ahmet Dayı’nın emektar otobüsünü hatırlarım.Kışın en sert olduğu o günlerde motorun çalışması pek kolay olmazdı. Bazan motorun altından ateş yakılarak ısıtılıp çalıştırıldığını, çoğunluk arkasından iterek çalıştırıldığını unutamam. Emektar o otobüs.Daha sonra köylülerimiz „taka „ diye anmaya başladılar.
Biz çocuklar ve gençler için kış eğlence sayılırdı.Kar yağdığında damlar kürünürdü, o da ayrı bir zevkti aslında, hayvanlar akara sulamaya çıkarılırdı.Yem-saman verme işlerinden sonraki zaman bizimdi.Neler yapabilirdik ?
Yaka dediğimiz yer, yazın koyunların yatağı, koyunlar dağdan geldikten sonra orada yatarlar, ikindine doğruda kadınlar koyunları davar yatağında sağarlardı.Daha sonra koyunlar tepede sağılmaya başlandı.Orası biraz daha yüsekte, biraz daha zahmetlidir oraya çıkması, ama serincedir, esinti daha çok olur.Yaka, fazla taşı olmayan, meyili kaymak için daha elverişli, sonu ya Kamile Hala’nın damına dayanır, yada Sağır Kemal’in evine. (Lakabı sağır Kemal,hakaret olarak algılanmamalı,başka şekil tasvir edemediğim için herkes için lakabını kullanıyorum.) Yaka, kışın bizim kayak merkezimizdi.
Kayma işi çoğunluk merdivenlerle olurdu.Kızak yapmaya çalışırdık, hele ben pek hevesliydim, biraz elim de yatkın sayılırdı.Rahmetli anam kızardı, herhalde elimiz-ayağımız kırılacak diye korktuğundan olacak.Ayrıca öğretmenler de yasaklamıştı, ne mantıksız ama maalesef yasaktı. Şimdilerde öğrencileri kaymak için okullar götürüyor.Ayak üstü kayan ustalar da mevcuttu.Bazan da geceleri ay ışığı olduğunda komşuların merdivenleri aşırılarak kayılırdı.Merdivenle kayarken eli, kolu, ayağı kırılan çok olurdu, zaten oldukça da riskliydi.Merdivenin basamak sayısının en az iki katı üzerinde olurdu.Basamaklarına oturanların haricinde aralarında ayakta durarak kayarlardı.Merdiven kırıldığında önde oturanlardan ayağı eli kırılanlar olmuştur.Bazan da çok süratli kayıldığı olurdu, Kamile Hala’nın damına çıkanlar bile olmuştur.
En çok pantolonlarımızın arka kısmı ıslanırdı, sayların üzerinde kuruttuğum çok olmuştur.
Mustafa Dumlu