Ahlen, 08.09.2009
Gaybi Köyü ve Ziya Dumlu
Gaybi Köyü denilince Ziya Dumlu mutlaka anılır.Rahmetlik babası Gara Memed lakabıyla anıldı, öyle de hala anılır, köyde iz bırakmışların başında gelir.Çocukluğumdan biraz hatırlarım, rahmetlik anam anlatmakla bitiremezdi, akrabaya düşkünlüğüyle anam hep anardı.Köyümüzde en yakın akarabalarımızın başında gelir, Gara Memed de Gara Memed’di.Oğullarından Ziya Dumlu (amcamı) çocuklarının en büyüğü olup tipik bir yapısı, karakteri vardır.
Ziya Dumlu için „Gara Memed’in Ziya „ diye pek anılmaz, daha doğrusu kendi namı kendini andırmaya yetiyor.Ziya Dumlu ; kısa boyuyla, tıknaz, hiç saçı dökülmemiş kır saçlarıyla, o saçlarını iki eliyle yüzünü yıkarcasına düzeltmesi, adeta topallarcasına körsen körsen yürüyüşüyle, bazan hiç bakmazcasına ama görebilen, konuşurken tam gözüne bakarak söylemek istediğini önceden kestiren, tipik ifade şekilleriyle az konuşarak çok ifade edebilen zekasıyla, her yaştan insanlarla hemen diyalog kurabilen, ciddi sohbetlerinde taaa Konya’dan köye kadar geçmişten anlatabilen bilgi ve birikimiyle, kuvvetli hafızasıyla hangi köşede, nerede ne olmuş, var onları hatırlatmasıyla bambaşka bir kişiliği, karakteri vardır.
Ben beni bildim bileli Ziya Emmim hep içti, içen Ziya ile içmeyen Ziya’yı kıyaslamak mümkün değildir.Köylülerimizin davranışları da alkol alma durumuna göre değişir.Alkollu iken.en sevdiği türkü hem de kendisi söylemek üzere „gesi bağları „ türküsüdür, pek candan ve yürekten söyler, güzel söyleyen, çalan olursa istek türküsüdür aynı zamanda.
Altmışlı yıllarla beraber köyümüz aşırı politize oldu ve Ziya Dumlu önde gelenlerden birisiydi.Siyasi görüşü belli olup geniş bilgisi vardır.Partilerin propaganda yapmak üzere köye geldiklerinde sorduğu sorularla siyasilere zor anlar yaşattığı olmuştur ve her siyasi de „kimdir bu adam „ diye sormak ihtiyacını duymuştur.
Her Perşembe Ereğli’de perşembe halk pazarı kurulur, her köylümüz gibi Emmim de pazara normal dolmuş ile gider, dönüşü taksiyledir.Camiönünde taksiden indikten sonra tantanası başlar, tam bilemiyorum ama sevmediği insanlara karşı bir tavır koyması olarak görüyorum ben, eve varana kadar bir tantana, bir tantana.Meziyet Halam zamanla alıştı, şimdi kendisine sorulsa en ufak şekilde emmimden şikayetlenmez.
Ziya Dumlu ister alkollu olsun ister alkolsuz, köyde hiç kimse onun kadar işini en iyi takip eden olamaz.En sarhoş anları da olsa işini takip etmekten geri kalmaz.Ben onun alkollu iken çok bağ suladığını bilirim, suya düşsse de işini bitirmeden köye dönmezdi.
Köydeki herkes gibi, belki biraz daha fazla olmak üzere hayvancılık o da yapar.Zaten bir ağılları da var, bir sürü rahatlıkla ağıla sığar.Güz yoğurdu ve turşusu hiç eksik olmaz, peynirin zaten alası.Sofrasında ekmeği yenir, kendisi de yedirdiği gibi yer de.Köyümüzde sıkma meşhurdur, birçok kişi gibi o da elinde sıkma ile yiyerek Camiönü’ne gelir.
En büyük özelliklerinden birisi de, sabahın erken saatlerinde kahvede, Camiönü’nde tüter, Ali Emmi (Tat Ahmet’in Ali ) ve Ziya Emmim bunlar sabahın ereken satlerinde oradalardır.Tipik konuşmalarından:
- Ülen napıyon ?
- Lan, len çayın var mı, taze mi, çay çıktı mı ?
- Git ülen şuradan, ters ters konuşup durma.
Gerçi köyümüzde herkes köyümüze has bir diyalek ile konuşur, aslında kulağa hoş ve daha samimi de gelir.Gocunup da nazikleşmeye çaba gösterenler de olsa biraz komikleşiyor.Bence dilin önemi, ifade zenginliğidir.Belki de biz köy kökenliler böyle düşünüyoruz.
Ziya Dumlu’yu anlatmakla bitiremem.
Mustafa Dumlu