Ahlen,28.11.2008                        

Bag Bozumu Güzün.......................

 

Kim derdi ki yıllar sonra yabancı bir ülkede yaşadığım ve meslek hayatımda çocuklara okuma parçası olarak okuttuğum bir konuyu kendim kaleme aldım.

 

Köyümüzde hayat yılın her mevsiminde canlıdır.Ağaçlar yapraklarını yavaş yavaş dökmeye başladığında kış hazırlıkları da başlar.Her ne kadar şimdiki yıllarda kış hazırlıklarına pek gereksinim duyulmasa da bağbozumu başlıbaşına bir iştir.

 

Eskilerde eşeklerimizin kıymeti bir ayrıdır.Bütün üzümler itina ile kesildikten sonra köye ,,özel yapılmış oluklara boaltılır,eskiden sadece bu nedenle bağa göçenler orada oluklarını daha çabuk bir şekilde doldururlar.Çizmelerle üzümler vıcık vıcık çiğnenerek şakalaşmalar,bazan da kızışmalar pekmez yapmanın cilvelerindendir.

 

Köy ve bağ-bahçler arasında insanlar büyük bir telaşla ,,adeta birbirleriyle yarışırcasına üzümler köye taşınır.O gayet sevecen,candan samimi insanlar yolda rastgelen her kim olursa olsun,mutlaka „buyur üzüm al,üzüm ye“ gibi söylemlerle ikramda bulunmaya çalışırlar.Köyde çabuk kızan,şakayı fazla yapmayanlara özellikle takılırlar.

 

Pekmez yapmak,,büyük itina ister,sabırı gerektirir,fiziki gücü gerektirir.

Ham şıra büyük derin kazanlara doldurulur,iki-üç kişi tarafından tandırın üzerine konur,tandırın yıkılmaması için özel itina ile yerleştirilir.Saatlerce ham şıra kaynatıldıktan sonra şıranın hamlığı gider ve beklemeye alınır.Bekletme esnasında pekmez toprağı belli ölçüde ilave edilir ve ham şıra tatlanmaya başlar.Daha sonra büyük taslarla şıra çok büyük leğenlere alınır,kalan tortulu şıra da özel örülmüş şıra torbalarında süzülerek leğene dökülür ve çok uzun bir pekmez kaynatma süreci başlar.

 

Benimen en çok sevdiğimse,tandırın kenarında patetes gömmek,kaynayan şıranın içine ayva atarak ayva tatlısı yemek ve sonucunda pekmez kaynatma işi bittikten sonra taslarla pekmez havalandırılır.O esnada pekmez köpüklenir,o köpükleri tahta kaşıklarla tatmak.

Köyümüzün pekmezini ne kadar övsem yeridir.Ereğli`ye gitmeden bizim pekmezler köyde satılır.Şu an için birşey söyleyemem.

Üzümün suyu çıkarıldıktan sonra kalana cırba derler.Cırba,kelime anlamıla biz olumsuz da kullanırız.Ama bizim için cırbanın da önemi büyüktür.Ondan yaptığımız sirke biyo olup ondan yaptğımız turşuları perhizli olanlar bile yemeden kendini alamaz.Ayrıca sirke satarak harçlık da çıkarırız.

 

Bağbozumundan sonra üzüm bağları hüzünlenir adeta.Benim de en çok sevdiğim,kalan topuşurları toplayıp yemek,aynı şekilde elmalar da toplandıktan sonra dallarda tek-tük kalanları toplayıp yemek.

Bizim için zamanın küçücük dünyasında büyük zevklerimizden birisiydi......................

 

 

Please publish modules in offcanvas position.