Ahlen, 07.03.2009
Hükmetmek-Kendini Hakim Kılmak
Hükmetmek ve hakim olmak, herhalde insanın doğasında,yapısında olsa gerek.
Kendimizi daha tanımayamadan ve doğumdan itibaren sürekli bir şeyler almaya,elde etmeye bilinçaltı da olsa uğraşmışızdır.İnsanın egosuna uygun olarak bu uğraşı yaşamın sonuna kadar devam eder gider. Hayat mücadelesi dediğimiz şey bu olsa gerek.
Düşünün ki markette alışveriş yaptık veya uçağa bineceğiz veya kurban keseceğiz veya bir yerde yardım dağıtılıyor veya arabalar trafikte kuyruk olmuş …………………….ve buna benzerlerini eklemek mümkün.Çoğunluk olarak düşündüğümüz ,bir fırsatını bulup en öne geçmek.Hele bir de başka acil işlerimiz olmaya görsün.Günlük yaşamımızda bu nedenlerden dolayı belki de yaşanmış üzücü olaylara şahit bile olmuşuzdur.
Veya,eş-dost sohbet anlarımızda çoğunluğumuz anlatımlarımızla sürekli birşeyleri isbat etmeye çalışırız.Hatta televizyon kanallarındaki açık oturum-tartışma programlarında akademik düzeydeki karşılıklı tartışma proglarını izlediğimizde,kim daha çok hakim olmaya çalışıyor,kim daha ortama hakim olmaya çalışıyor,ille de kim kendi düşüncesini kabul ettirmeye çalışıyor, bunları görsel olarak yaşadık.Ben birçok tartışma programlarını izlerken televizyonu kapattığım olmuştur.
Yazılı medya,basın yolu ile bir fikir veya düşünceyi kabul ettirme,düşüncenin doğruluğunu anlatmaya çalışma,demokrasinin gereğidir.Kişinin kendisini ifade etmesi olmazsa olmazlardandır.Çoğunluk yaşanan odur ki ,toplum içinde sözüm ona sözü geçen,maddiyatın vermiş olduğu güç ve kuvvet ile veya bir siyasinin arkasındaki siyasi güce dayanarak insanlara kendini savunma hakkını bile tanımamasıdır.
Hakimiyet duygusu,olgusu sonucu insanı nereye götürür,neden insanlar hep hakim olmak isterler…………………………….
Mustafa Dumlu