Ahlen, 20.08.2009
Medeniyet Dediğin Azgın Canavar……..
 
Yıllar yılları kovaladıkça medeniyet ilerliyor, gelişiyor.Klasik bir söylemle, hepimizin söylediği ve tasdik ettiği bir kavram.
 
Tarih kitaplarında ilk çağlardan günümüze kadar gelmiş geçmiş bütün medeniyetlerden, bu medeniyetlerin medeni hallerinden uzun uzun yazar.Her medeniyet bir sonraki kendisini takip eden medeniyete gebedir.Nasıl ki bugün dünden ileride olması gerekirse.Ama zaman zaman kendime sorduğum da oluyor, acaba dün bugünden daha mı medeniydik ? Günlük haberleri izlemek çoğu zaman oluyor ki medenilik, medeni davranış sorgulanıyor.Gün olmasın ki insanlar biribirini katletmesin, gün olmasın ki sapık tecavüz olayları yaşanmasın ve medya da evire çevire öyle gösteriyor ki sanki insanlar imrensin de daha cazip hale gelsin.Yapılacaksa bir sansür, fikir ve düşüncelere değil, avantür türden haberlere yapılsın.
 
Kırk-elli sene öncesinde köylerde, aynı zamanda köyümüzde de kadın-kız gece-gündüz bağa-bahçeye gider, gelir, korku kimsenin aklına gelmezdi.Bugün koca koca şehirlerde katletmek, taciz ve tecavüz olayları neredeyse normal bir durum oldu.Bir başka deyişle, bu tür haberler görüp duymadığımızda : „Bugün nasıl oldu da es geçti „ diyeceğimiz geliyor.Ahlaksızlık o derece arttı ki artık bu vatandaş solcuymuş, dindarmış, büyük bir adammış, şuymuş, buymuş, ayırım bile yapılacak bir durum kalmamış.Artık selam dahi parayla alınıp verilecek.Manevi değerlerin bu kadar çöktüğü, maddiyatın bu kadar ön plana çıktığı, çıkarların bu kadar hesap edilir hale geldiğini ben hiç yaşamadım.Haksızlığı ve adaletsizliğin hüküm sürdüğü her yerde her türlü pisliği yaşamak sürpriz değil, beklenen bir durum olması herkesce bilinmesi gerek.Üstelik her fert kendinden başlayarak, kendini gerçekten sorgulamak üzere.
 
Batıyı maddeci diye tanımlarlar, üstelik tanımlama işini yapanlar kendisinin maddeci olduğunun farkında değil.Ben batıda bu kadar hesap-kitap-çıkarcılık yaşamadım.
 
Bireylerin ferdi olarak yaşadıkları medeniyet ve toplumun-dünyanın yaşadığı medeniyet.Bütün bunlar evrensel olduğu kadar ülkelere ve bireylere göre mutlaka farklı kabullenmeleri beraberinde getiriyor diye düşünüyorum.
 
Önce tarih sayfalarını karıştıralım.Ulusların tarihinde birbirini medeni olmamakla suçlayan ve karşılıklı olarak tarih kitaplarında da bunları içeren anlatımlar var, bu hepimizce malum.En basit olarak Yunan Tarih kitaplarıyla bizim tarih kitaplarını kıyaslamamız yeterlidir zannediyorum.Avrupalılara göre biz Türkleri barbarlıkla itham ettikleri bilinen bir gerçektir.Ama aynı Avrupa Tarih kitaplarında Amerikalıları barbar diye tanımlamazlar.Zira kimdir Amerikalılar ; Avrupalı göçmenlerdir.Kimdir gerçek Amarikalı ; kızılderililer, İndianalardır. Var mıdır bugün için Kızıderili kimliği ; cevabı herkese ait.Bu söylemdeki maksadım, ülkelerin güçlü olmaları, bir başka deyişle kapitalin söz sahibi olduğu ülkeler ve kapitalistlerin istemleri doğrultusunda medenisiniz veya değilsiniz.Bunu bir örnekle izah etmek gerekirse, gelişmiş ülkelerdeki yaşananları takip etmek yeterli.Her ne kadar medya da onların istemleri doğrultusunda haberdar ediyorsa da.
 
Bizim ülkemizde yaşanan olumsuz polisiye olayları bizim medya zaten gerektiğinden fazla gösteriyor, batı gökte ararken yerde buluyor ve o tür olayları kanıt göstererek  „onlara göre medeni olmadığı „ defalarca yayınlarında gösteriliyor.Oysa batılı ülkelerde de benzer olaylar yaşanıyor, ama medyaya yansıtılmıyor.Bunu bir mukayese ile şöyle de söyleyebiliriz : Fakir fukaranın kızı flört yapsa o kızın nasıl tanımlanacağını hep biliyoruz, ama ayni flört olayını zengin bir kız yaşasa sadece „flört „ yaptı der toplum.
 
Medeniyet ve medenilik ; medeniyet evrensel olup medenilik de ferdi olarak yaşanır.Medeniyetin hüküm sürdüğü ortamlarda, ülkelerde insanlardan medeni olamayanlar da vardır. Bilmiyorum ama tahsil ile tahsizlik ne derece birbiriyle orantılıdır.Daha doğrusu medenilik, medeni davranış nedir ?
 
Medeni, sözlük anlamı uygar olma durumu.Çok geniş bir kavram olup günlük yaşamımızdaki genel kabulü ; insanların birbirini sevmesi de saygı göstermesi, hakkına razı olması, toplumda geçerli olan kaidelere, kurallara, yasalara uyması v.s.
 
Dört büyük kitap ve dinleri de medeniliği en ön planda tutar, yapılan beşeri  kanunlar da bunu emreder, insaniyet ona keza.Bu bir genel çerçeve olup o çerçevenin içerisinde fertlerin serbest hareket alanları vardır.Sorunlar da bu aşamadan itibaren su yüzüne çıkıyor, sonucunu hep birlikte acı veya tatlı olarak yaşıyoruz.Bu düşünceleri destekleyen örnekleri günlük yaşamımızdan alarak irdelemeye çalışalım ve beraberinde getirdiği tezatları da görelim:
 
Genel olarak okumuş kesim, akademisyenler okumamış insanlara „yontulmamış „ veya kaba olara niteler.Acaba aynı insanlar kaba diye niteledikleri insanlara örnek davranışlar sergiliyorlar mı ? İnsanların birbirine saygı duyması, kabullenmese dahi, hoşuna gitmediği bir durum karşısında , karşısındakini önyargı ile hemen yargılaması, sorunları terbiye kuralları içinde konuşup halletmeye çalışması, daha neler neler, hepimiz günlük yaşantımızda birebir yaşıyoruz, ama kendimizi de sorgulamamız gerekir diye düşünüyorum.
 
Medenilik; konuşabilmek, önyargısız ve kavgasız tartışabilmek, diyalog, diyalog ve yine diyalog………
 
Mustafa Dumlu

Please publish modules in offcanvas position.