Ahlen, 22.07.2009
Yaşamımızdaki Çelişkiler,Çelişkilerle Yaşadıklarımız
Yetmişli yıllarda siyasi anlamda en çok kullandığımız çelişki kelimesini günümüzde, bilerek veya bilmeyerek yaşamımızdaki yeri üzerinde durmak istiyorum.
Yaşantımız, birbirimizle olan ilişkilerimiz çelişkilerle dolu. Belki de yaşamın bir gereği-zorunluluğudur.Biz yurtdışındakiler adeta akıntıya kürek çekercesine yaşıyoruz zannediyorum.
Yetmişli yıllara doğru akın akın bir şekilde Avrupaya gelen bizler ve hala iltica adı altında gelenler, belli bir gaye uğruna, belli bir süreliğine düşüncesiyle „ha geri döndüm, ha geri döneceğim, şunu da alayım, bunu da yapayım „ derken bugünlere gelindi.
Çocuklar küçükken düşünceler, idealler ayrıydı, bügün bambaşka.Anne ve babaların çocuklar küçükken yalnız olarak verebildikleri karaları bugün olarak veremiyorlar.Çocukların söz sahibi olmasından öte vatansızlık-çelişkili düşünme zorunluğu, anlayışı insanların kafasında derin bir yara gibi yerleşti. Bizim yörelerde çerçici deriz, gezgin demek belki daha doğrudur,bizler de önce çerçici gibi bir oraya, bir buraya, sürekli ve hızlı bir yaşam, ama yıpratıcı bir yaşam, çerçiciler hiç değil kesin belli bir yerleri var, sonunda evine gider.
Diylektik ve Tarihi Materyalizm felsefesine göre : „dünyada oluşan olaylar, yaşananlar birbirine bağımlıdır.“
İnsanın bir olay, durum karşısında karar verebilmesi, yalnızca o kişinin kendi istemi doğrultusunda olamıyor, dikkate alması gereken, vereceği kararı direk etkileyecek etkenler oldukça çok.Zaman oluyor ve söylüyoruz, burası bizim memleketimiz değil, dönelim, bir Alman’la anlaşmazlık olduğunda : „Alman değil mi ? „ diyerek eleştiriyoruz.Öbür tarafta da; ülkemizde yaşamış olduğumuz olumsuz bir olay, uğramış olduğumuz bir haksızlık durumunda da : „Böyle bir şey Avrupada mümkün değil „ diye kıyaslama yaparak bir ikilem içine düşüyoruz.
Öyle çelişkili, ikilemli bir yaşam ki ; sürekli olarak, gerek Avrupada, gerekse ülkemizde bir iyi-bir kötü, bugün şöyle, yarın bölyle, sürekli ve çelişkili yaşam tarzı yaşanıyor, o kadar çok örnekleri var ki tek tek saymakla bitmez.Bugün iyi dediğimiz yarın nasıl kötü olabilir ki?
„İki cami arasında kalmış beynamaz“ misali gibi kesin bir karar verememek,sürekli bir değişkenlik ve olumsuzlarıyla beraber.
Sürekli olarak çelişkili bir yaşam veya yaşamın içindeki çelişkiler ve emeklemeye çalışan bizler………………………………
Mustafa Dumlu