Ahlen, 19.01.2009
Hak ve Adalet- Hakksızlık ve Adaletsizlik
 
Bu dünyada haksızlığa uğramayan insan yok denecek kadar azdır,büyük bir ihtimalle onlar da hak yiyenlerdir.Bu iki kavram bütün dinlerin özüdür.Bizim dinimizde hak ve adaletin öneminin daha büyük olduğunu artık okuması yazması olmayanların da bildiğini kimse yadsıyamaz.Nedense hepimiz hakkımızın yendiğini veya haksızlığa söyleriz de ama kendimizin bu işlerin faili olduğunu hiç kabullenemeyiz.
 
Çocukluğumuzda yaptığımız veya uğradığımız haksızlıkları çabucak unutur normal günlük yaşamımıza devam ederiz.Ancak, sürekli ezilen,mağdur olan çocuklar, büyüdüklerinde ellerine geçen ilk fırsatta eylemin devamını getirmeleri büyük bir ihtimaldir.
 
Adaletin herkese ayırım yapmamaksızın eşit uygulanması hukuğun gereğidir ve bunu herkes de bilir,söyler.İslamiyetein temeli de budur ki,haksızlığa uğrayanlar : „öbür dünyada hakkımı alırım „ veya „hakkımı helal etmiyorum“ şeklinde olan konuşmalara sık sık tanık olmuşuzdur.Zaten Kuran-ı Kerimde de yazmıyor mu : „kul hakkı ile bana gelmeyin“
Bütün bunlar bilinmeyen şeyler değil,herkesçe bilinen şeyler.Uygulamada,menfaat söz konusu olduğu zaman hakksızlığı yaşayanların sayısının oldukça kabarık olduğunu toplumun sesi olarak duyarız.Her nedense adaletsiz olanların sesi daha yüksek duyulur.Rahmetli İsmet İnönü’nün bir sözünü anımsamadan geçemiyeceğim: „ Bu toplumda namuslularin da namussuzlar kadar bağırma hakkına sahiptir“ (Cümleyi içerik olarak yazdım.)
 
Küçük yerleşim yerlerinde sosyal dayanışma ve feodal ilişkiler güçlü olması nedeniyle adaletsizlik daha az yaşanır,çünkü sosyal daynışma içerisinde bu tür olaylara pek müsamaha göstermez.
 
Devleti yönetenler ve dinde söz sahibi olacak kadar bilgi ve yetkiye sahip olan makam veya kişilerin sorumluğu oldukça ağırdır.Asıl olan fertlere karşı şirin görünmek değil,hakkın adaletli bir şekilde dağıtılmasıdır.Basit bir ifade ile her nedenle olursa olsun,TORPİLCİLİK yok edilmelidir.Aksi takdirde,günümüzde yaşadığımız kaos her geçen artarak devam eder ve sonucunda toplumun her ferdi bu yarayı zamanı gelince yaşayacaktır.Gücü yeten toplumun her ferdi hakkını kendi aramaya kalkacak ve kendince yargılayacaktır.Nasıl ki ,sevgi paylaştıkça çoğalıyorsa,kin ve düşmanlık da ters orantılı olarak üreyecektir.
 
Sevilen sevmeyi öğrenecektir.
Mustafa Dumlu

Please publish modules in offcanvas position.