Ahlen, 01.09.2009
Kavgalar, Tartışmalar, Sonuçları………….!!!!!!!!!!!!!!!!
Biz insanlar konuşarak anlaşmak, iyi yaşayabilmek yerine sanki huzurumuzu bozmak için sebep ve özel olarak kavga arıyoruz ki çevremizdekiler de huzursuz olsun.
Ben, gerek köyümüzdeki insanların bir aile ortamında yaşıyor olmalarından, gerekse ailevi ortamından ve gerekse okuduğum okuldaki yaşadıklarımdan gördüm ki kavgasız da sorunlar çözülebilir.Bu söylediğimi umarım ki bütün köylülerimiz de temin ederler, zira aynı şartları birlikte yaşadık.Bu yaşıma kadar köyümüzde ciddi bir kızışma bile olmamıştır, kavgadan söz bile edilemez.Şakalaşmadık mı, hem de aşırı denecek kadar.Öye zannediyorum ki köylerimizin büyük çoğunluğu aynı bizim köyde ki gibi benzeri durum ve ortamları yaşamıştır.Övünülecek bir meziyet.
Yaşanan çevre genişledikçe, yaşanan şehir büyüdükçe toplum içindeki bazı sorumsuzluk anlayışları da artıyor.Gün olmuyor ki ölme-öldürme, kavga, döğüş haberleri olmasın.Üstelik eften, püften sebepler, knuşularak çüzülebilecek problemler.
Duygu insanlara mahsustur.Millet olarak olarak duygusal milletiz, medya da duygusallığı o kadar işliyor, o kadar süslüyor, o kadar besliyor ki toplum olarak siyah-beyaz olduk, olayları abartılı bir şekilde algılamaya alıştık. Ara ton renkleri kayboldu.Normal günlük sohbetlerimizde insanlar bireysel olarak o kadar duygusal değil, medya veya toplumun önünde çekici görevi üstlenenler duyguları o kadar işliyor ki insan bir an kendini unutuyor, kendinden geçiyor, duygusal sömürüye o kadar korumasız kalıyor ki o insana istediğiniz formu verebilirsiniz.Sanal dünya yaşamına geçiyoruz. Buna kelimenin tam anlamıyla duygusal sömürü denir.
Haber adına izlediklerimizi sakin sakin mantıklı olarak irdelemeye çalışalım.Hatta reklamlarla başlayalım :
Sevdiğiniz bir diziyi izliyorsunuz, dizinin reytingi de belli.Dizi ; ya aşırı vur-kır dizisi, veya aşırı derecede düşkün birinin dramını izliyorsunuz, veya dini konuların insanlara anlatılış şekli, bilinmesine rağmen o kadar duygusal olarak anlatılıyor ki ; diziyi veya konuyu dinleyenler adeta kendinden geçiyor, reyting de yüksek, sadece dizinin özeti her defasında bir saate yakın zaman alıyor, yarım saat reklamlar, sonuç olarak bu insanların kazanım ve edinimleri nedir diye hep kendime soruyorum.
Veya küçük bir çocuğun dramı ; defalarca gösterilyor, gösteriliyor, iki cümle ile anlatılacak bir olay, haber insanları ağlatıncaya kadar gösteriliyor da gösteriliyor.
„ Çivi çiyi söker „ derler, acıklı olarak gösterilen bu olay arkasında gizli olan özentiye sebep oluyor halbuki.Oysa toplumun geniş kesimini ilgilendiren ve yaşadığını gösteren olayları göster ki toplum kendisini olayın içinde hissetsin, ders alsın.
Ne kadar yazılsa yazmakla bitmez, kısaca demek istediğim, duygusallığı daha fazla abartarak iyice duygusallaştırmamak gerekir.Neden alkollü insanlar çabucak aşırı reaksiyon gösterir, çünkü alkol insanı aşırı derecede duygusal hale getirir ve kavga-niza kapıda hazırdır.
Normal olanı, gayet realist bir şekilde yaklaşım göstererek, mantıklı olarak konuşabilme, kavgasız tartışabilme yeteneği işlenmeli. Bu eğitimle mümkün olup önce tabbi ki eğiticiler kendilerinin de öğrettikleri kadar öğrenmeye hazır olduklarını yaşayarak isbat etmeliler.
„ Ben bilirim, ben büyüğüm, ben kimim biliyor musun ?, sen kimsin ? , kaç paralıksın „ gibi sapık anlayışlardan arınmak lazım, her ferdin bir değer olduğunu, bir şeyler bildiğini ön koşul olarak kabullenmek gerekir.
Her insanın bir değeri vardır, her insanın bildiği bir şeyler vardır.
„ Altın kapının ağaç kapıya işi düşebilir, yollar dümdüz değil, inişli ve çıkışlıdır. „
Mustafa Dumlu