Konya-Ereğli , 4 Mayıs 2009
Biz Zavallı İnsancıklar ve Dama-Santranç Taşları Gibi……
Biz zavallı insanlar santranç taşlarından farklı bir muameleye tabi tutulmuyoruz.Çoğumuz biliriz,dama ve santranç taşlarının fonksiyonlarını.Taşlar sürekli yer değiştirir ve her taşın yer değiştirmesiyle oyunun seyri belli olur.
Gerçekten santranç oyunu hayatın kendisidir.Köylülerden şaha kadar her taşın yeri ve durumuna gör ayrı bir değeri vardır ve şah özellikle beslenir-korunur.Değeri az olan köylüler yemliktir,kısa sürede harcanır.
İnsanları hayvanlardan ayıran çok özellikler olup aslen her insanın aynı derecede değeri vardır.Olmak zorunda da…….
İnsanlığın başlangıcından bugüne dek biz insanlar içimizden canavarlar yaratmışız ki bizi kemirsin.İşçi arılar anaarıya iyi bakar ki sürekli yavru meydana getirsin ve arılar bal yapsın.Biz insancıklar da içimizden ana arılar-arıbeyi çıkarırız ki bizi ezsinler,sömürsünler,alıp satsınlar.Oysa insanoğlu yaradılıştan zekidir,ancak bu zekayı olumlu veya olumsuz kullanışı hem dünya için,hem de hemcinsleri için faydalı veya zaralı olarak kullanabilir.Nasıl ki bir mutfak bıçağının insan öldürmek için de,mutfakta yemek hazırlamak için de kullanilabilineceği gibi.
Atom bombasını bulan büyük ilim ve bilim adamı insanlığı yok etmek için bulmadı.Atom demek çok büyük bir enerji demektir.Bu enerjiyi insanlığın yararına kullanmak elbetteki insanlığın refahı içindi.
Köylerde pek dama ve santranç taşı oynanmaz.Herhalde bunun için olmalıki insanlar karşılıklı olarak birbirlerine saygı göstermesini bilirler,hele de bizim köyde.İrkçı yaklaşım gibi de olsa gerçeği budur,insanlar birbirlerini karşılıklı olarak terbiye ederler,kötü bir şey yapan olursa ayıplarlar.Basit bir anlatım gibi de olsa bu etkileşim bir şekilde devam eder gider.
Toplumumuzun geneline baktığımızda iyi olarak tanımladığımız insanlar kötü birşeyler yapabiliyor.Diyalek ve tarihi materyalizm felsefesine göre,“olaylar zincirleme olarak devam ediyor,ülkenin ve dünyanın bir köşesinde cereyan eden bir olay diğer başka olaylara neden olabiliyor.“ Bu görüşü benimseyip benimsememek önemli değil.Biz istesek de istemesek de;kabul etsek de etmesek de dünya dönüyor.
Evet,küçük insanlar,sözüm ona büyük insanlar,insan,insancıklar………………………
Gerek yasalar karşısında,gerekse dinimiz açısından insanlar eşit.Gerçek yaşamımızda hepimizin birlikte yaşadığı ve gördüğü üzere insanların değerleri maalesef farklı algılanıyor,biçilen değere göre de muamele görüyor.Bu düşünüş tarzını bir örnekle noktalamak istiyorum :Bir şarkıcı düşünün,herkes onu dinlerse değeri artar,dinlemezse tüküleri iyi bile olsa değeri düşer.
Sonuç olarak,insanlar önce kendini sevecek,kendine değer verecek.Bireysel olarak kendi hak ve hürriyetini bilecek.Tabii ki egoistlikle karıştırmadan,başkalarının hakkına saygı göstererek.
Mustafa Dumlu