Ahlen, 14.09.2009
Gözünün İçine Baka Baka Yalan Söyleyebilenler
 
Yalan, az veya çok herhalde hepimizin hayatında vardır, yalan söylediğimiz olmuştur.
 
Benim üzerinde durmak istediğim, riyakarlık-yalancılık.
Bir insan neden yalan söyler veya yalan söylemek ihtiyacını duyar ? Çocukların gözüyle surunun cevabı gayet basit.Korkudan, küçücük menfaatlerini elde edbilmek için.Hepimiz bunları gerek çocuk olarak gerekse aile olarak yaşadık.
 
Yetişkinler açısından oldukça farklı. (Yalan söylemek zorunda olanları burada kasdetmiyorum. Özel durumlar yalan söylemeyi zorunlu hale getirebilir.) Büyüklerin yalanı da, inkarı da, riyakarlığı da büyük olur, büyüklük mertebesiyle düz orantılıdır.Devletlerin yalanı bir ayrı, kuyruklusu da olabilir.Mesela komşumuz Yunanistan’ın zaman zaman ülkemiz üzerinde yalan politikalarını hep biliriz, gelişmiş ülkelerin çifte standart diye nazikleştirdikleri politikalar birer kuyruklu yalandır.
 
Tanıdık yakın çevremizde, akrabalar arasında, hatta bir evin içinde yalan söyleme hiç gündemden düşmemiştir.Bazan yalanı şaka yollu da söyleriz, ki ortaya çıkarsa : „ Görürsen şaka, görmezsen haka „ diye kendimizi aldatırız.
 
Ben, genelinde insanların yalanlarıyla ne derece mutlu olarak yaşayabileceklerini kestiremiyorum.Ama, öyle zannediyorum ki yalan ; zaman içerisinde insanın içini kemirir, yıpratır.Bir çok katil zaman içerisinde kendi inkar ve yalanını kaldıramayarak sonunda doğruyu söyleyerek rahatlar, bu tür haberleri hep duymuşuzdur. Kriminal polisleri veya gelişmiş ülkelerin polisleri gelişmiş teknik ve gelişmiş işkence metotlarıyla yalanı çabucak ortaya çıkarttırabilir, şayet ortada bir yalan yok ise bu sefer metezoru ile yalanı doğurttur.
 
Çocuklar ufak tefek yalan söyleseler de zarasızdır ve yalana hiç katlanamazlar.Onun içindir ki birinin yalanını yakalasalar, hatta karşısındaki çocuk bile olsa „ yalancı, yalancı yalaancııı „ diye alay ederler.Tabii olarak biz büyükler çocukların çocuğumsu yalanlarını ciddiye alıp almama konusunda ölçülü olmak zorundayız.Çocuğun kendisini her daim ciddiye alarak, ama yalan da söyleyebileğinin hesabını yaparak yalan ile bir yere varılamayacağını öğretmek zorundayız.Nice kavgalar, döğüşmeler, ölümlere kadar varan olaylar, çocukların basit bir yalanı ile meydana gelmiştir.
 
„Kendisi şurada yalan söyler, kendi yalanına bir başka yerde kendisi de inanır. „ atasözünün tersini de yaşadığımız oluyor.Anlattığın bir mevzu, duyduğun bir haber veya buna benzer başka örnekleri düşünün, anlatılan vatandaş senden duyduğunu geri sana anlatır, sanki kendisi haber kanalı.Bu tür vatandaşlar yalana, riyakarlığa oldukça yatkın diye düşünüyorum.
 
Ayrıca, bir de yalanın köşeleri törpülenerek zararsızmış gibi satmak veya nazikçe inkar gelmek vardır.Bu tür vatandaş oldukça nüktelidir, ne yardan geçer ne de serden.Bu tür insanlar da politikaya oldukça yatkındır. Bir demeç vermiştir, önce verilen o demeci medya yoğurur, yoğurur, bir sürü manalarla donatır ve satlığa çıkarır.Bu demeç sonunda öyle bir hale gelir ki, bir delinin kuyuya attığı taşı kırk kişi çıkarırken kırarmış, demeç de o hale gelir.Gerçek haberin ne derece gerçekçi olduğu ayrı bir mevzu.
 
Hepimiz günlük olarak gözün içine baka baka yalan söylendiğini, gerek kendimiz olarak gerekse başkalarında yaşamışızdır diye düşünüyorum, ama iddia etmiyorum.
Mustafa Dumlu

Please publish modules in offcanvas position.