Ahlen, 23.08.2009
Köylerde Cinsellik – Kadın, Erkek Birlikte Sosyal Yaşamın Bir Parçası
 
Tabiatla iç içe yaşayan köy insanları herşeye doyumlu ve uyumludur.
 
Yeni dünyaya merhaba diyen bebekler, eskiden adetti ama şimdi nasıldır bilmiyorum, kırk gün bebeler dışarı çıkarılmaz, yanına kırklı kadınlar uğramazdı.Eskiden olan bir uygulama, hangi nedenlerden uygulanmış, sadece bir adet miydi, yoksa yaşanmış olumsuzluklar mı vardı, bilmiyorum. Ama benim çocukluğumda yapılagelen, yaşanan bir uygulamaydı.
 
Anne ve babanın omuz omuza çalışmak zorunda olduğu ortamlarda haliyle bebekler de bağa, bahçeye, tarlaya, harmana her yere beraberinde götürülürdü.O bebekler için salıncaklar, seyyar yatacak yerleri basit, kolay ama itina ile hazırlanır, böylece ana da rahat çalışabilir ve çocuklar da rahatça uyuyabilirlerdi.
 
O temiz havada, kuşların cıvıltılarıyla, tabiatın o kendine özgü sesliliği, aynı zamanda sessizliği içinde büyüyen çocuklar agrasiv olarak yetişmemiş olur.Bezin, beleğin olmadığı zamanlarda özel olarak çocukların altına şimdiki bezin yerini tutan topraklar kullanılırdı.Toprağın çok sağlıklı olduğu söylenir, ne derece doğrudur onu bilmiyorum.
Islanan toprak özel bir kapta kavrularak kurutulur ve toprak mikroplardan arındırılmış olur ve tekrar kullanılırdı.
 
Çocuklar, doğumlarından itibaren tabii olarak her şeyi birebir yaşar, görür, tanık olur.Biz köy çocukları da şehir çocuklarına imrenirdik, tramvayı sadece okuduk, görmedik, buna benzer daha niceleri.Kalabalık olan ailenin çocukları iki veya üç odalı evlerde büyüdüğünü düşünün, ister istemez evde yaşanan bazı istenmiyen durumlara da şahit olabiliyordu.Temizlik ve yıkanma işleri kışları sorunlu olurdu.Hamamlık her evde yoktu, utangaçlık tam tersine.Rüyası azan gençlerin taaa çaya kadar gidip yıkandıklarını, temizlendiklerini bilirim (gusül abdeti için).
 
Köylerde başta koyun, inek, eşek, at, katır ve kümes hayvanları gibi hayvanların hepsi mevcuttu.Bu hayvanlarla haşır neşir olan çocuklar, büyüklerden yaşamadığını, görmediğini tabii olarak tabiattan görmüş ve yaşamış olurdu.Bu şekilde cinsel anlamda bir şekilde tecrübe edinmiş, bilgi sahibi olmuş olurdu.Hayvanların doğurmalarını, döllenme zamanlarını görerek birebir yaşamak gerçekten çocukların sanıldığından da fazla bilgi sahibi olduklarının bir kanıtıdır.Mesela koçlar yaz aylarında belli bir ayda koyunlardan ayrılarak koç katma zamanında geri koyunlarla beraber yaymak, güdüm zamanında koyunların nasıl kuzu sahibi olduğunu görmek onlara bilgi vermiş oluyordu.
 
Köylerde kadın erkek ilişkileri en doğal şekliyle yaşanır.Evlilikler hariç kadın ve erkekler, gençler birbirlerini kardeş gibi görürler, daha doğrusu görmek zorunda, çünkü yaşadığı o toplum adi olayları hoş görmez, affetmez.Gençler evleneceklerse kız tarafına düğürlüğe gidilir, vermezlerse o iş orada tamamdır.Hiçbir zaman bir genç bir kızla dalga geçmez.Şehirlerde ve gelişmiş toplumlarda flört adet olmuş ama ne derece sağlıklı, günlük haberlerde acı yaşanan olayları da biliyoruz.Zaten Türk Toplum adet ve geleneklerine göre de pek hoş karşılanmaz.Belki genç nesil bu düşüncelerimi pek tasvip etmez ama, yaşanan olumsuz olaylar da bazan pek acı yaşanıyor, ölümler, öldürmeler daha niceleri.
 
Köyümüzde kadınlar ve erkekler birbirinden kaçmaz, zaten köy şartları da buna müsait değildir.Aşırı kapanma, örtünme yoktur, bildiğimiz Anadoluda geçerli olan geleneksel bir başörtüsü kullanılır.Ama şalvara çok önem verilir.İleride şalvar konusunu da yazacağım.Birbirine oturmaya gidildiğinde kadın-erkek ve çocuklar beraber olarak oturur, sohbet ederler.Gayet güzel de olur bütün bunlar.
 
Mustafa Dumlu

Please publish modules in offcanvas position.